Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Berat Akın

Berat Akın
@beakinn
Sakarya
16 Eylül 2005
6 okur puanı
Nisan 2022 tarihinde katıldı
Genç yaşlarımızı mutsuz ve depresif geçirmemizin sebebi hayallerimiz veya umutlarımızın gerçekleşmemesi midir? Sorunu temelden çözüp hayale veya umuda yer vermesek sorun çözülür mü? Hayal olmazsa yaşamanın anlamı olur mu? Kafamın içi yine bangır bangır...
Reklam
"Ya canımı al ,yada içimdekileri" diye dua etmiştim rabbime. Galiba içimdekileri aldı ve içimde merhamet haricinde hiçbir duygu kalmadı.
Bazı şeylerin sadece rabbimin bir sınavı olduğuna gerçekten inanmaya başladım. Beni güçlü kılacak, çok ama çok zor durumlardan bile çıkmış sayılırım, tabii son bir sınava daha tabi tutulmazsak...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sadece onunla mutlu olmayı istemiştim, çok mu şey istemişim.
Birini takıntı haline getirip adına aşk diyorsunuz. Aşk çok büyük bir kavramdır. Kafelerde el ele gezmek değil, kıskançlık krizlerine girmek değil, zorla oldurmaya çalışmak değil, en ufak bişeyde trip atıp köşeye çekilmek değil, gurur yapıp karşı taraftan ilgi beklemek değil, gidenin arkasından aptal gibi ağlamak hiç değildir. Aşk çift taraflı yaşanır ve fedakarlık ister. Fedakarlık olmadan aşk olmaz, fedakar olmayana da aşık olunmaz. Saçma insanları takıntı haline getirip aşk kavramını basitleştirmeyin. Gençliğinizi böyle abuk subuk takıntılarla harcamayın. Kimse vazgeçilmez değildir, gideni kalmaya zorlamayın, gelmeyeni sevmek için kendinizi zorlamayın. Herşeyi hayatın akışına bırakın gençliğinizi yaşayın. Gelmesi gereken gelir, fedakarlıklar yapılır, planlar yapılır, aşk yaşanır, alışkanlıklar başlar ve hayatınız bu döngü içerisinde akıp gider. Hayat böyledir, bu döngüye girmek için kendinizi zora sokmayın. Yaşıyorsanız bilin ki sizede sıra gelicek ve sizde bu döngüye dahil olucaksınız. Bu yüzden size sıra gelene kadar hayatınızı yaşayın, tecrübeler edinin, aşkın ne olduğunu bilmeden kendinizi hirpalamayın.
Reklam
Bazen yaşayamadıklarımız değil, yaşabilecwkken yaşayamadıklarımız bitirir bizi.
Bahaneler sevgisi yetmeyenler içindir.
"Biliyorsun. Hala birine aşık olabilirim. Sana hiç benzemeyen çocuklarım olur. Adının hiç anılmadığı bir hayat kurarım. Hayalimdeki yüzünü eskitir zaman... Biliyorsun. Herkes bir yolunu bulup tamamlanır aslında. Herkes unutur... Babanın cüzdanından çaldığın paralar gibidir bazı şeyler, belli oluncaya kadar devam edilir.. Biliyorsun. Unutabilirim. Zaten ben kimleri unuttum. Onlardan biri olur, hayatımın en kullanılmayan yerine kaldırılır suretin. Tozlanırsın. Üzerin örtülür... Biliyorsun. Seni sevdim. Bir gün kör olsaydın da severdim. Ellerin olmasaydı mesela. Ellerin olmasaydı sen bile kendini sevmezdin oysa... Biliyorsun. Kimsenin tek bir seçeneği yok bu hayatta. Hala seni bana unutturacak insanlar tanıyabilirim. Başka bir ses kazınır kulaklarıma... Biliyorsun. Herkesin kendini kurtaracak bir bahanesi var aslında. Oysa, ölene kadar sevebilirdim seni eğer biraz yardım etseydin bana..."
"Heyecan her yaşta güzel bir şeydir, ama her durumda sonu güzel bitmez. Tutkuyla atılan yanlış adımlar, insanı felakete sürükler. Bazen anlık heyecanlar, ömür boyu yük olur insanın sırtında, pişmanlık olur, utanç olur, vicdan azabı olur -ki çekmesi çok zordur. "Gençlikte olur." deyip geçilemez bazı şeyler. İnsanın koparıp atamayacağı bağları vardır; arkasını dönüp gidemeyeceği durumlar, inkar edemeyeceği borçları vardır. Bütün bunlar anlık heyecanlara feda edilemez... Hayat sadece anlık güzelliklerden ibaret değil, cehennemi de bu dünya da yaşar insan. "
Bazen hissetmeyi bırakmalıyız
Reklam
Mutsuzlar güzel güler demiştiniz bana. Hani nerde benim gülüşüm. Ne gülmeye kaldı hevesim, ne de yaşamaya. Artık heves yok, etmiyorum heves falan. Neye heves etsem aldınız elimden. Ne yaşıyorsam herkesten uzak yaşayacağım artık. Titriyorum sadece, boş bir titreme, içimden çığlıklar atıyorum. Duyamazsınız artık çığlıklarımı. İçimden atığım çığlıkları ben bile duymuyorum. Sadece yalvarıyorum rabbime; ya içimdekileri, ya da canımı...
"Bir sabah uyandığımda gitmişti yanımdan. Daha doğrusu gittiğini fark etmiştim. Yataktan çıkar çıkmaz yaptığım ilk şey yüzüme bakmak olmuştu. Gittiğinden emin olabilmek için. O günden beri geri gelmedi. Mutluluk. Saflık. Özgürlük."
"Gerçek aşıklar kavuşmaz, çünkü her aşk diğerinin intikamıdır. Sevdiğin kişiye kavuşamazsın canın çok acır, hatta acımak ne kelime. Sözlükte bu hissin anlamının var olduğunu bile düşünmüyorum. O hissin bitmesini istersin, ama kalbin istemez. Bir yanın o hissin geçmeyip mutluluğa dönüşmesini beklemek ister diğer yanın ise artık bir başkasını isteyip o acıyı sonlandırmak ister. Sonra başka çaren kalmaz, vazgeçersin. İstemediğinden değil olmayacağını hissettiğinden. Kabullendiğinden. Sonra işte soğursun her şeyden, başkalarına karşı da hissizleşirsin ta ki senin hissine denk gelmiş, sana aşık olmuş birini görene kadar. O aşkı onla iyileştirmeye çalışırsın, derken sende ona zarar verirsin. Kısaca ya zarar verirsin kendin aldığın yaralar gibi, ya da intikam alır o aşkı o bedene sığdırmaya çalışır hem kendini hem karşındaki insanı kandırırsın. "
Aslında herkesin bildiği tek bir kelime girdiğim bu çıkmazdaki akıl almaz hissizliğimi, halsizliğimi, duygusuzluğumu açıklıyor. Bunaldım!
"Âşık olmak anlık bir şey; birden her şeyin çok parlak göründüğü, birden en pastel renklerin bile ısınmaya başladığı, birden tüm yemeklerin çok daha lezzetli olduğu bir an bu. İnsan karar vererek âşık olmaz. Sadece bir bakar, olmuş."
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.