işin aslı hepimiz
sevmeye muktediriz
yine de zehir saçmak
hep tercihimiz
Bir yıl, beş yıl, on yıl değil; beşikten mezara kadar aramalı insan, ama ne aradığını bilmeli. Yaklaşıp uzaklaşmalı aradığından. Okyanus dalgaları üstünde bir küçük tekne gibi alçalıp yükselmeli. Yalınayak koşmalı yollarda, ayaklarını sivri taşlar kesip kanatmalı. Çöllerden geçmeli yolu, yanmalı, kavrulmalı. Sonra gözün alabildiğine ak, soğuk ülkelere düşmeli. Buzlar kırılmalı ayaklarının altında, üstüne kar yağmalı.
Sayfa 118
Dünyada sevmeyenlere, sevemeyenlere acımalı. Ot gelip ot gidenlere acımalı. Sevebilen insan kendini keşfetmiş insandır. Talihli insandır. Çektiği bütün acılara rağmen, mutlu, kıvanç- li insandır o. Aşktır yücelten bizi ve derinliğimiz aşktandır. Gerisi boş, yalan.
Aşksa; sevmektir. Durmadan, nefes alırcasına sevmektir. Sevmekle sevilmek ayrı şeyler... Sevilmeyi çoğaltmak, ona bir başka şekil vermek, daha da yoğunlaştırmak onu elimizde değil. Oysaki sevgimizi dilediğimiz gibi yoğurabilir, dilediği- miz şekli verebiliriz ona.
Okur Takip Önerileri
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana , dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu , benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
O bir melek! - Laf işte! Herkes kendininki için böyke demez mi? Onun ne kadar mükemmel olduğunu, niçin mükemmel olduğunu sana anlata bilecek durumda değilim; kısacası o bütün duygularımı esir almış durumda.
Sayfa 16Kitabı yarım bıraktı
"Sevmek insanca bir şey, ancak insanca sevmeyi bilmek lazım!"
Ah, gençlik çağımda ölen hanım arkadaşım, ah ne yazık ki öyle birini tanıdım! - Yoksa şöyle derdim: sen bir budalasın! Bu dünyada aramakla bulunmayacak birini arıyorsun! Ama onu tanıdım, her halimi ona sergileyebildiğim için karşısında kendimi olduğumdan daha önemli hissettiğim o büyük insanı, o yüreği hissettim.
Sayfa 8 - İş BankasıKitabı okuyacak
"... sevgilim, oysa ben, ah, her bir ayrıntıyı tutkuyka hatırlıyorum, seni ilk duyduğum, ilk gördüğüm günü, hayır anı bile bu günmüş gibi hatırlıyorum nasıl hatırlamam ki, zira hayat benim için o zaman başladı."
Sayfa 4 - İş BankasıKitabı okudu
Noranın Fikrimce En Sağlıklı İlişkisi
Konuşmak zorunda olmamanın sessizliği. Yalnızca birlikte olmanın, birlikteliğin. İnsanın yalnızken sessiz kalmaktan rahatsız olmaması gibi.
Sayfa 207 - Nora SeedKitabı okudu
"Kendime yalnızlıktan daha iyi bir dost bulamadım."
124Kitabı okudu
Alıntı benim için bir mekanla ilişkili değil.
Terk ettiğiniz bir yere geri dönmek olanaksızdır. Dönmeyi başarabilseniz de, oranın aslında bıraktığınız yer olmadığını fark edersiniz. Ne geri döndüğünüz yer o eski yer, ne de geri dönen sizsinizdir.
Sayfa 36 - Doğan Kitap
Kedimi çok özledim. Çok yorgunum.
Nora SeedKitabı okudu
Ve yaşam ne kadar acımasız, insanlar ne kadar kötü olurlarsa olsunlar onları kendilerinden başka kurtaracak kimse yoktu.
Sayfa 433 - YKYKitabı okudu
"Bırakıp gitmesini hâlâ affedemiyordum ama onu özlediğimi hissediyordum, hem de her geçen gün biraz daha fazla. Oysa tersi olurdu, gün geçtikçe daha çok uzaklaşırdı insan, artık yanında olmayanlardan."
Sayfa 394 - Kimya HanımKitabı okudu
Yol Çaredir...
"Sözleri içime dokunmuştu.'Gönlünü karartma' dedim omuzlarından yakalarak.'Yolculuk sürüyor. Arayışın bitmedi ki çaren bitsin. Yol çaredir. Yol aktığı sürece çare tükenmez.'
Sayfa 291 - İzzet Efendi, YKY YayınlarıKitabı okudu
"Hiçbir şey bilmiyorsunuz. Mevlevilikte ölünmez, sadece susulur. Ölenler ise sadece susmuş kişilerdir. Onlar aramızda yaşamaya devam ederler..."
Sayfa 204 - MennanKitabı okudu
"Bu yüzden sevginin hak edenin hakkı olduğuna inanırım. Hak etmeyene sunulmayacak kadar değerlidir sevgi."
Sayfa 170 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ahmet Ümit'in büyüleyici dili
Taşta kan vardı, gökyüzünde dolunay, bahçede toprak kokusu. Ürkütücü bir serinlik içinde yüzüyordu ağaçlar. Kış güllerinin katmerlenme vaktiydi, nergislerin tazelenme demi. Yedi kişi girmişti bahçeye... Yedi öfkeli yürek, nefretin ele geçirdiği yedi akıl, yedi keskin bıçak. Yedi lanetli adam bahçenin sessizliğini yedi parçaya bölerek yürüdü kurbanlarının bulunduğu tahta kapıya...
Sayfa 11Kitabı okudu
Hayatı yaşanır kılan, hayallerinizin gerçek olması ihtimalidir.
Anladım ki, Tanrı, insanların ayrı ayrı yaşamalarını istemiyordu ve işte bu yüzden de, herkesin kendisi için neye gereksinim duyduğu bilgisini gizlemişti onlardan. Tanrı, insanların birlikte yaşamalarını istiyordu ve işte bu yüzden onlara her biri ve herkes için neyin gerekli olduğu bilgisini açıklamıştı. Anladım ki, insanlar kendilerini düşünerek hayatta kalabiliceklerini sanıyor ve aldanıyorlar çünkü insan yalnızca sevgiyle yaşar. Kim sevgi içindeyse, Tanrı da onun içindedir çünkü Tanrı, sevgidir.
Sayfa 70 - MihaylaKitabı okudu
Yalnız içimde müthiş bir boşluk hissi vardı. Hayatımın en dolu, en manalı zannettiğim bir devresi birden bire boşalmış, bütün manasını kaybetmişti.
Sayfa 122 - Raif BeyKitabı okudu
"Benim beklediğim aşk başka!" dedi. "O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek, bütün ruhuyla, bütün vucuduyla, her şeyiyle istemek başka... Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilemez bir istemek!"
Sayfa 107 - MariaKitabı okudu
Halbuki şimdi her şey değişmişti. Bu kadının resmini gördüğüm andan beri geçen bir kaç hafta içinde, ömrümün bütün senelerinden daha çok yaşadığımı hissediyorum. Her günüm, her saatim, uyuduğum zamanlar bile dopdoluydu.
Sayfa 86 - Yapı Kredi Yayınları, Raif EfendiKitabı okudu
Keşke sen ben olsan: Seni sevmenin ne kadar zor olduğunu anlasan .
Keşke ben sen olsam: Bu kadar sevilmenin tadını çıkarsam.
"Seninle hiç şöyle uzun boylu konuşmadık evladım... Yazık! " dedi ve gözleri kapandı.
Artık birbirimize veda etmiş bulunuyorduk...
Sayfa 46 - Raif EfendiKitabı okudu