Bırakalım, şâirler şiirden bahsetsin. Bırakalım, insanlığı şiir yönetsin. Öyle olsaydı, ne vefâ sırf bir sokak ismi olarak anılırdı, ne de edep sırf medreselerde duvar süsü sayılırdı..
_
Okudum ve anladım. Hüzün kalbimde solmayan bir çiçek. Bildim, şiirdir o çiçeği soldurmayan..
_
Kâh Orhan Veli'nin "Bedava yaşıyoruz bedava, hava bedava, bulut bedava" dizelerinde bir buluta büründüm, kâh Tanpınar'ın "Hasretiz bir kanat şakırtısına, Mavi gökte kuşlar yine uçar mı" sorusunda boğuldum. Yalnızlığıma yoldaş buldum. Ismi Gülten Akın. Şöyle tanımlıyor yalnızlığımızı; "Beni sorarsan, Kış işte. Kalbin elem günleri geldi, Dünya evlere çekildi, içlere. Sarı yaseminle gül arasında, Dağların mor baharıyla, Sis arasında, Denizle gül arasında, Yanımda kediler, kuşlar, Fikrimden dolaşıyorum."
Zarifoğlu kalbimin kuytusunda daimâ bir ışık yakıyor. Hatırlatıyor bana hiçliğimi; "Ve gözüm eşyamda değil, Yoruldum maddemden."
Sonra Ahmet Muhip Dıranas, bir umut sunuyor ötelerden; "O gökyüzü ve öylesine gerçek, Büyük, büyük, büyük, kocaman çiçek."
Bir de Âsaf Hâlet var.. Insanın gittiği her yerde, kendinden bir şey bıraktığını hatırlatır bana; "Bir adım attığım yerde, ne vardı ki, gitmemle kayboldu, her adımımda, sonsuz benler koyuyorum, boşluğa."
_
Ali Ural, kalemine her zaman saygı duyduğum bir insan, bir şâir. Bu saydığım ve daha saymadığım birçok şâir ile buluşturuyor okurları bu kitabıyla. Buluşmak da yetmiyor yalnız. Oturup bir çay içiyorsun her biriyle...
Dünyanın neden bu hâlde olduğunu bir de onlardan dinliyorsun.