Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
Sadizm
Sadizmden bahsedilince genelde cinsel sapmayı, mesela bir erkeğin ancak bir kadını döverek veya onu herhangi bir şekilde kötüye kullanarak tatmin olmasını anlarız. Sadizm aynı zamanda, bir başkasına bedenen zarar verme hırsı veya arzusu demektir. Sadizmin temelinde yatan şey, bir diğer canlı varlık üzerinde mutlak hakimiyet sahibi olma isteğidir. Bu diğer canlı bir hayvan, bir çocuk veya yetişkin olabilir. Ama her ne olursa olsun, sadist kimsenin bu diğer canlıyı kendine ait bir bir şey ve hükmettiği bir nesne halinde algılaması söz konusudur.
Sayfa 110 - ArıtanKitabı okudu
Reklam
Tesettür
BİRİNCİ HİKMET: Tesettür, kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları iktiza ediyor. Çünki kadınlar hilkaten zaîf ve nazik olduklarından, kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir erkeğin himaye ve yardımına muhtaç bulunduğundan, kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek ve istiskale maruz kalmamak için, fıtrî bir meyli var.
Sayfa 190 - Envâr Neşriyat •• (Yirmidördüncü Lem'a/1.Hikmet, 2.Hikmet, 3.Hikmet, 4.Hikmet)
Aksine yiğitlik, atılganlık ve itinası aklın gerektirdiği şekilde gerçekleşen, sıkıntılı işlere girişmekten sevap işlemeye dönmeyi, nefis cevherini yüksek şecaat süsüyle bezemeyi ve Yüce Allah katında zatının mutluluk mertebesini yükseltmeyi amaç edinen kimsede bulunur. Her ne kadar aslan, kaplan, çita, timsah ve diğer yırtıcıların fiili gibi, yiğit fiiline benzese de yiğitlik fiili kapsamına girmez. Zira beden kuvvetinin üstünlüğüne güvenerek ileri atılır. Atılganlığı tamamen doğaldır; doğruluk düşüncesinin gereği ve fazilet kazanmaya yönelik değildir. Yine genellikle galip geldiği, alette kendisine denklik ve mukavemeti olmayan hayvanla dövüşür ve onlar üzerinde üstünlük kurar. Mesela, tam silahlı ve bedenen güçlü bir kimsenin zayıf cüsseli, silahsız ve çıplak biriyle dövüşüp onun üzerinde üstünlük kurmak istemesi yiğitlik şartı ve fazilet adabıyla bağdaşmaz. Öyleyse gerçek yiğit, şecaat fiilleri kendisinden doğru fikrin gereği olarak çıkan, yiğitlik vasfına sahip olmayı alçak dünyevi isteklere ulaşmak için değil, aksine ruh cevherine yiğitlik erdemini kazandırmak ve ondan korkaklık ve tehlikelere atılma reziletlerini uzaklaştırmak için isteyen kimsedir.
Gerisi ancak, " demokrasi mcadelesine destek..." Çünkü öfkemi dizginlemeyi beceren orta sınıf ahlakımı yüzüme vuruyor; mesela en fazla Dostoyevski'yi , o histerik, o dengesiz öfkeyi sevsem de Tolstoy' un mistik pasifizmine yaklaştığımı, kendimi orada daha " rahat" hissettiğimi...
On beş yaşından on yedi yaşına kadar kahramanlık eğitimi aldı; anılarını olaylı hayatlarının fırtınaları içinde pek kullanışlı ve pek yatıştırıcı olan alıntılarla zenginleştirmek için kahramanların okuması gereken tüm kitapları okudu. Pope'dan "Sahte hüzünle gezenler"i hor görmeyi, Gray'den "Bir çiçek doğar uzakta renklenir, "Harcar kokusunu ıssız çöl havasına," gerçeğini, Thompson'dan, "Genç dimağlara serpilmeyi öğretmenin, "Harika bir görev," olduğunu öğrendi. Shakespeare'den de müthiş bir bilgi hazinesi elde etti... mesela, "Hava kadar hafif ıvır zıvır, "Kıskanç gözler için Tanrı Kelamı "Kadar güçlü kanıttır." Ya da "Üstüne bastığımız zavallı böcek "Bedenen öyle acı çeker ki "Ölen bir devin acısıyla aynıdır." Ya da mesela âşık bir genç kadın her zaman "Bir heykelin üstündeki Sabır Tanrıçası gibidir, "Acılara gülümseyen." Şimdilik gelişimi yeterliydi...
Reklam
128 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.