Beğenilme açlığı, genelde aileden başlar. Anne ve baba yeterince sevgi ve ilgi vermedikçe, büyüyen insanoğlu dışarıdan daha fazla takdir ister.
325 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 24 days
İnsanın temel acılarını konu alan kitap, kişinin bazen kendine dahi açık açık söyleyemediklerini hayali karakterleri konuşturup bir psikoloğun psikoterapi seansındaymışcasına ruhumuzdaki sıkıntıların etüdünü hikaye tadında okuyucuya sunuyor. "Benlik ve Varoluş" ekseninde insanın hayatı anlamlandırma çabası ve narsistleşmiş benlikle mücadelesi kitabın esas konusunu oluşturuyor. Aşk acısı, beğenilme arzusu, istediklerini elde edemeyen insanın Yaratıcıya kızgınlığı, isyanı çerçevesinde ele alınan insanın psikolojik rahatsızlıkları için temelde hepsinin tek çözümü olan "varoluşun şükranla karşılanarak hayatın bir imtihan yeri olduğu" bilinci okuyucuya verilmeye çalışılıyor. Herkesin kendinden birşeyler bulabileceği kitap, sadece sizin yaşadığınızı düşündüğünüz problemlerin aslında herkesin başına geldiğini, bakış açımızı değiştirerek bile varolan sıkıntının bizde yarattığı olumsuz etkiyi azalttığını gösteriyor. Kişisel anlamda birçok fayda gördüğüm, okurken kapağını kapatıp kendimi dinlediğim bu kitapta canınız sıkılıp, kafaya birşeyleri taktığınızda sorununuza dair hap gibi çözümler bulacaksınız. Aynalar Koridorunda Aşk, Mustafa Ulusoy'un sevdiğim kitapları arasında yerini aldı. Tavsiye Ederim...
Aynalar Koridorunda Aşk
Aynalar Koridorunda AşkMustafa Ulusoy · Kapı Yayınları · 20193,499 okunma
Reklam
Evli olanlar eşleriyle çekildikleri resim ve videoları paylaşarak "bakın kocişimle ne kadar mutluyuz" yazıları yazarak mutlu olduğunu kanıtlama hayranlık toplama derdine düşerken, gezdiği yerlere gidemeyen, aldıklarını alamayan, mutlu olamayıp eşiyle sorun yaşayan insanları unuttu... Ve bunları paylaşanlar yüzünden, birileri millet
Üç istek sizi başkalarının kölesi yapar: - Sevilme isteği - Beğenilme isteği - Takdir edilme isteği
Özellikle sosyal medya çağı olarak tanımlayabileceğimiz bu dönemde bu arzulardan birisi de hiç kuşkusuz beğenilme arzusudur. Beğenilmeyi, güç olmayı, bir noktada kendimize yer edinmeyi neden istiyoruz? İşte burada sormamız gereken soru tam da budur. Böylesine suni bir şeye neden ihtiyaç duyuyoruz? Bizi bu noktaya iten neden ne?
Reklam
Eleştiriler, hakaretler, reddedilme, alay gibi şeyler özsaygımıza saldırır ve potansiyel olarak zarar verir, özellikle de başkalarının önünde yapılmışsa beğenilme ve kabul edilme hedefimizle çatışır. Bunun yarattığı stres, (glükoz salınımını artırmak gibi) çok sayıda fizyolojik etkisi olan, aynı zamanda da beynimiz üzerinde doğrudan etkiler yaratan kortizolü salar. Savaş ya da kaç tepkisinin odaklanmamızı güçlendirdiğinin ve hatıralarımızı daha canlı ve öne çıkar hale getirdiğinin farkındayız. Eleştirildiğimiz zaman salınan diğer hormonlarla beraber kortizol potansiyel olarak bunlara neden olur (değişik derecelerde); bizi duyarlılaştıran ve o olayla ilgili hatıralarımızı vurgulayan gerçek bir fiziksel reaksiyonu deneyimlememizi sağlar. Bu bölümün tamamı tehdit ararken beynin aşırıya kaçmasıyla ilgilidir ve bunun eleştiriyi kapsamaması için gerçek bir neden yoktur. Tüm ilişkili duyguları ve duyumları yaratan olumsuz bir şey olduğunda ve bunu birinci elden deneyimlediğimizde, hipokampus ve amigdala süreçleri faaliyete geçer ve hatırayı duygusal olarak güçlendirerek onu daha belirgin halde depolar. Övgü almak gibi hoş şeyler de oksitosin salınımı aracılığıyla nörolojik reaksiyon üretir, bu da daha az etkili ve daha geçici zevk almamıza neden olur. Oksitosin kanda beş dakika içinde yok olur; buna zıt olarak kortizol bir saatten fazla, hatta iki saat kalabilir, böylece etkileri daha kalıcıdır.114 Zevk sinyallerinin geçici niteliği doğanın biraz merhametsiz bir hamlesi olarak görülebilir ama bir şeyler bize uzun süre boyunca yoğun zevk yaşattığında, bu durum daha sonra göreceğimiz üzere, epey uyuşturucu olabilir.
Beğenilmeyi, güç olmayı, bir noktada kendimize yer edinmeyi neden istiyoruz?!
Hayatın anlamını insana iskalatacak şey sadece madde de değildir. Bazı arzular da insana bunu ıskalatabilir. Özellikle sosyal medya çağı olarak tanımlayabileceğimiz bu dönemde bu arzulardan birisi de hiç kuş kusuz beğenilme arzusudur. Beğenilmeyi, güç olmayı, bir noktada kendimize yer edinmeyi neden istiyoruz? İşte burada sormamız gereken soru tam da budur. Böylesine suni bir şeye neden ihtiyaç duyuyoruz? Bizi bu noktaya iten neden ne? Bunu gerçek sevgi eksikliği ile açıklayabiliriz. Günümüzde en çok yozlaştırılan şeyler den birisi de şüphesiz sevgidir. Çünkü sevgi çağ itibari ile çıkarlar üzerine kurulan bir ilişki haline geldi. Bunu toplumun her kesiminde görmemiz açık bir şekilde mümkün.
Burada bile takipçi toplamaya çalışıyorsunuz. Onaylanma ihtiyacınız, beğenilme ihtiyacınız bi bitmedi. Kafayı yemişsiniz siz!
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.