Peşine kafatasçı tipler düşmeye başlamıştı. Hatta bir keresinde, kulağının tekini üzerine çullanan iki kişide bırakınca, ölüler diyarıyla canlılar diyarı arasında bir seçim yapması gerektiğini anlamıştı.
Jack Amca askerin üstünden aşırdığı çakıyı çakşırının cebine koyup, kanlı işitme organını kesik kulağına tuttu. Beğendiği bir elbiseyi deniyordu sanki. İnsanı andırmayan bir insandı o anda.
Nasıl girecekti oraya fark edilmeden? Basu ona yardım eder miydi her zamanki gibi? Tanrı, Meczup muydu cidden? Güneş okyanusa doğru batıyor, gölgeler çekiliyor ve geveze çekirgeler geceyi müjdeliyorken, cılız çocuğun aklında bu sorular yeşilleniyordu.
Okur Takip Önerileri
“Birazdan gelip ruhlarınızı bedenlerinizden kovacağız. Birazdan gelip dirençsizlerinizi akşam öğününe çevireceğiz. Yeryüzünde başlayan hikâyeleriniz gökyüzünde son bulacak.”
Elini karnında gezdirip, okşadığı bölgeye acizlikle baktı Obi ve, “Umarım tanrı gerçekten vardır!” diye uğundu. “Olmak zo-runda. Bu vicdansız yaratıklar bana biricik dostumun etini yedirip, bununla eğleniyorlarsa ve ben onlara tek kelime edemeyecek kadar güçsüzsem, intikamımı alacak bir tanrı var olmak zorunda.”
