nur

nur
@behreokur_
her işin başı besmele, hamdele ve salveledir.
Soru sormak benim için dua etmek gibidir. ''Minicik bir anahtarın dev kapıları açması gibi, küçük, basit sıradan sorular bize harika cevaplara giden yollar açar.
Reklam
''Niçin okuyorum?'' sorusunu sormakta önemli.. Bu niçini bilirsen, okuduğun kitapların kalitesini tartabilirsin. Niçin okuduğunu bilen, okuduklarından kendi özünü oluşturur.
Okursan iyi bir dinleyici olursun; yazarla bir sohbete başlamak, dertleşmek aynı zamanda.. Üstelik yargılanmadan, bir aynaya baktığını hissederek.. Okursan dinlenirsin; yorgunluğumu romanla, acılarımı hikayelerle, hatalarımı eğitim kitaplarıyla yoğuruyorum ben. Her birinden bambaşka bir dünyanın kapıları açılıyor. Artık eski ben olmadığım ortada,

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Okudukça sanki zihnimde bir yapboz varmış ve ben okuduklarımla bu yapbozu tamamlıyormuş gibi hissediyorum çoğu zaman. Uzun yolları çekilir kılan da, gecenin sessizliğine eşlik eden de, kendi çocuklarımla ve diğer çocuklarla kurduğum ilişkiyi derinlikli kılan da kitaplar oldu.. Hiç okumayanın merak etmediği, yeni bir şey öğrenme ihtiyacı hissetmemesi ne kötü.. Kitaplar öğretmenim..
Kitap okuma ziyneti
Okumanın gerekli olduğunun altını niye bu kadar kalın çizgilerler çiziyorum. Çünkü kelimelerle; yani kavramlarla düşünürüz. Ve kitaplar bizi yeni kelimeler ve kavramlarla tanıştırır. Ne kadar kelime biliyorsak o kadar kelime ile yaşar, konuşur, kavga eder, barışır ve kendimizi ifade ederiz. Hep aynı kelimelerle kendini ifade ettiğin bir dünyada, kendini gerçekten anlaşılmış hisseder misin sence? ''Kurtulacağın güne oku..''
Reklam
Mahremiyet; insanın cümlelerinin tartısı, ilişkilerin kıvamıdır. Aynı zamanda da senin 'hayır' deme gücündür. Alanına izinsiz girenlere karşı, tepki gösterme gücünü alırsın mahremiyet vesilesiyle. İnsanlara bir alanın olduğunu hatırlatırsın. ''Seni koruyan, kollayandır mahremiyet..'' Aman ne olacak demekten alıkoyandır. Mahcubiyetle kardeş olmaya devam ettikçe mahremiyet, içindeki cıvıl cıvıl kız çocuğunu bir ağaç gölgesi ferahlığı ile koruyacak, seni sen kılacaktır. Mahremiyetini ne kadar korursan saygınlığını o ölçüde korursun. Mahremiyet ruhunu saran örtüdür.. içini ısıtan, sen olmanı kolaylaştıran.. Bu yüzden koru mahremiyetini, ihlal etmeye çalışanlara izin verme. Verme ki; hem kendi sınırlarını hem de başkalarının sınırlarını bil.
Mahcubiyet Ziyneti
Bir genç kızda, yanağa sürülen kırmızı allık gibidir mahcubiyet.. o kadar çok yakışır. İnsan utandırılarak terbiye edilmez. Zaten var olan letaifimiz bizi korur. Allah bizi müthiş bir dengeyle yaratmışken, toplumsal sebepler bu dengeden bizi uzaklaştırabiliyor. ''Başının yere düşüşü edeptense, bir ömür taşı bu ziyneti..'' olur mu?
İnsan mahcubiyetle, tevazu elbisesini giyer. Hepimizde doğuştan var olan mahcubiyet ziyneti, zamanla görünürlüğünü kaybetmeye başlar.. İnsanın ölümle eşdeğer gördüğü bir duygu varsa o da; utanç duygusuymuş.
Gülüşünüz diyorum hanımefendi, Her bir anı ömre bedel. Sebebi olmak mutluluk, İzlemesi huzur verici. Bahar gibisiniz hanımefendi, Yaşamın her tonu mevcut sizde. İlkbahar gibi ses tonunuz.
Gençlik, düşünmek için uzunca bir zamanın var demek aynı zamanda. Ve gözlemlemek içinde.. Etrafına zaman zaman, bu ziynetler ekseninde bakmaya çalış. Örnek alabileceğin hanımefendiler varsa, sana nelerin güzel geldiğine bak. Aynaya bak, ta gözlerinin içine.. Olduğun halden memnun musun sence? Sorular sormaya başladıkça, cevapların peşinden koşmaya devam edeceksin. Suçlamaktan, şikayet etmekten çok daha fazlasını bu sayede elde edebilirsin. İnsan daha dingin, daha huzurlu bir hayatı kendindeki zenginlikleri fark ettikçe ve o zenginlikler üzerinden hayatını devam ettirdikçe yakalayabilir. ''Hanımefendilik bu sebeple bizim ziynetimiz..''
Reklam
Hanımefendi Ziyneti
Kendin olarak huzurlu ve mutlu olabilirsin ancak. Bir hanımefendi gibi olursan, kendi içinde tezatlar yaşamazsın. Diğer türlü içinde bir boşlukla yaşarsın. Hep bir eksiklik, değersizlik ve yetersizlik haliyle yani.. Hâlbuki hanımefendi olduğunda kendine ilk önce sen değer verirsin. İleride kuracağın yuvaya, yavrularına huzur salarsın. Diğer türlü tüm bu rolleri mutsuzluğun sayar, ötelemeyi kurtuluş sanarsın.
Hanımefendilik Ziyneti
Hanımefendilik ziynetini kaybettiğini nasıl anlarsın? Sesinin tonu, giyimin kuşamın, üslubun, hayatla kurduğun ilişki, insanların sana davranış biçimleri sana bunu gösterecektir. “Kendine uzaktan bakmayı denersen, belki de daha net görebilirsin durduğun yeri.”
Hikayene bakışın hayatı yaşama biçimini belirler; ya kederi bol cümlelerin olacak ya da şükrü bol cümlelerin.. ya hep hüzün olacak yüzünde ya da tebessüm.
Kendini koşulsuz sevmeyi öğrendiğinde, başkalarını da koşulsuz seversin. Kavgan bitince arayışların başlar. O zamanlarda “Kendini bul, kendini ara, kendini keşfet, kendini şekillendir, kendindeki boşlukları doldur, kendini bulduğun yerlerde açık hatlar çiz, kendini terbiye et ve kendini sına!”
“Anne ve babanı bir süre normal insanlar gibi düşün. Sıradan insanlar gibi.. Hepimiz hata yaparız.” Geçmişinin bugününe şantaj yapıp güzel geleceğini yok etmesine izin verme. Kendinle barış.
39 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.