Şeyh Cüneyd-i Bağdadi [kuddise sırruhů), sefer dönemlerinde dünyayı gezerken bir gün yolu kâfir mezarlığına düştü. O gece orada kaldı. Na- maz için abdest aldı. Mezarlıkta bulunan bir kâfir çocuğu, onun namaz kıldığını gördü.
Şeyhin yanına geldi.
- Ey şeyh, sen kimsin? Dinin nasıl bir dindir? Bana öğret. Senin yaptığın işler hoşuma gitti. İçime
Salona dönen Ali, "Valla siz gençler de destek olursanız bu sefer gidiciler. Biz kendimizden çok sizler için veriyoruz bu mücadeleyi," dedi. Alper, Ali'nin ayrıldığı eşinden iki kızı olduğunu hatırladı, onları kastettiğini düşündü. "Halk uyandı artık bunlara inanmaz..." "Valla Ali Abi ben halk denildi mi kaçarım oradan. Bak sen şiir seversin, bilirsin kesin, ne demiş Nabi halk için?" Hatırlaması gereken bir şeyi hatırlayamadığını düşünenlerin yüz ifadesiyle sordu Ali: "Divan şiiri bilmem pek de... Ne demiş?" '"Halkdan gönlümün ol mertebedir vahşeti kim, aksinı âdem deyü mir'ate nigâh eyliyemem,' demiş. Annemle karıştırma beni, o bilmez ama ben bilirim miratı..." Ali örtemediği bir şaşkınlıkla Alper'e bakarken, Zeyno, "Oğlum maşallah," dedi Ali'ye hitaben, "Türkçe dışında her dilde konuşur." Gülerek oğluna baktı sonra: "Yani ne demiş?" "Yani," dedi Alper, "halktan öyle illallah etmiş ki insan görürüm diye aynaya bakmıyormuş." "Abartın oğlum abartın," dedi Zeyno. "Gelseydin de görseydin ne güzeldi insanlar bugün Kazlıçeşme'de." Hırslanan Zeyno bir slogan attı: "Bekle bizi İstanbul!"
Sayfa 225 - Sözler: Öfke dev bir dalgaymış çekti götürdü dibeKitabı okudu