Bekletme, hemen yaz. Her saniyen dolu da olsa bana yazmaya çalış. Bak, tembelliğe, savsatmaya vurursan, benden hiçbir şey bekleme. Bencil bir duygu ama kusurumu affet, bu böyle.
Ahfeş' in keçisi gibi
ARAP ALiMLERİNDEN Ahfeş, talebeliğinde derslerine ne kadar çalışırsa çalışsın başarılı olamazmış.
O'nun bu halini gören hocası:
"Senin bu halin ezberlediğin dersleri anlatmayışındandır. Çalıştığın bölümleri kime rastlarsan anlat, ancak o zaman aklında kalır ve başarılı olursun" demiş.
Ahfeş, hocasının
ISTANBUL'UN en büyük mezarlıklarından biri olan
Karacaahmet, Usküdar semtinde bulunur. Eskiden
bu semtin marangozları, normal işlerin yanında tabut
yapımıyla da uğraşırlarmış
Böyle bir marangoz dükkanında kalfa olarak çalışan
pek evhamlı ve ödlek bir genç varmış. Onun bu zaafı
nı bilen komşu dükkanlardaki arkadaşları da, kendisine etmedik eşek şakası bırakmazlarmış
Günlerden bir gün, ustasının bir hafta için dükkanı
tümüyle kendisine bıraktığı bir sırada, muzipliklerini
iyice abartmışlar. Zavallıya, aklını oynatacak derecede
ağır bir şaka yapmışlar.
Zavallı kalfa bir ikindi üzeri dükkanda tek başına
çalışırken, duvara Jayalı tahtalardan birkaçı kımıldamaya başlamış. Bir ikisi devriimiş ve arkalarından beyaz çarşaflara bürünmüş, elinde, tepesine bir kuru kafa takılı sopayla birisi çıkmış.
"Usta, şu benim tabutu hala çakmadın mı? Ortada
kaldım, bekletme beni" diye bağırmış.
Zavallı kalfa "Tahtalar oynadı! Tahtalar oynadı tahtalar oynadı!" diyerek dükkandan fırlamış, çıkmış. Bir
daha da aklını başına toplayamamış .
•••
Bu deyim, aklından zoru olanlara, ya da böyle davranışlarda bulunanlara söylenir.
Artık uyanmalıydım. Uyandım ama, birazcık daha baygın gibi rol yaptım. Badem çiçeği anlamıştı. Güldü bana:
- Hadi, hadi bakalım. Naz yapma zamanı geçiyor. İçindeki hayatın filizi dışarı çıkmak istiyor. Bekletme onu.
"Ey varlığının derinliğine bir türlü varamadığım büyük Tanrım! Ruhum seninle dolu iken bir zamandan beri ne için senden uzak kaldım? Beni yanına al! Daha ziyade bekletme! Dayanılmaz bir hasretle yanan ruhumun artık mecali kalmadı."
"İnsan küçüldükçe büyür evlat..." dedi. "Büyüdükçe de küçülür... Kimsenin çuluma bakıp aldanma... Hadi şimdi acele et bekletme Cennet Dede'yi." Son selaşmamızı yaptık ve yola koyuldum.