Tozlu, acı ve haksızlık dolu, kıskançlık ve çaresizlik dolu, kendisi yahut çevresiyle çelişki içinde insanoğlu dolu, soğuk ve şiddetli ama aynı zamanda sıcak ve samimi Napoli sokaklarında yaşıyormuş gibi hissettim. Bazen dile getirmekten hatta düşünmekten bile utandığımız veya çekindiğimiz duyguların ve düşüncelerin, çevrenin konuşulmasını istemediği gerçeklerin bir kız çocuğu ağzından yaşandığı, öğrenildiği, sindirildiği ve çıplaklıkla dile getirildiği bir öykü. Öyle ki serinin ilk kitabı olan bu kitabı bitirdiğimde son satırlar bana fırtına öncesi bir sessizliği, hatta Lila'nın "sınırsızlanma" adı verdiği anın betimlemelerini anımsattı, hissettirdi. Etkileyici ve abartısız diliyle okuması çok zevkliydi. Kitabı okurken zamanla isimleri tanıyıp kim kimin nesiydi direkt hatırlamaya başlayınca sanki artık burada bir yabancı değilmişim gibi okuduğumu fark ettim. Bu da kişileri ne güzel tasvir ettiğinin bir göstergesidir diyebilirim, tabii kendi fikrimce. Devam eden bir dizisi olduğunu kitabı bitirince öğrendim ve kitabı diziye uyarlama konusunda dizinin de çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Mutluluktan ağlayacağım artık. Seriyi bitirmeyi dört gözle bekliyorum.