Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bektaşî tarikatı tasfiye edildikten sonra diğer tarikatlar içerisinde varlığını devam ettirmiştir. Bektaşiler’in merkez tekkesinde Nakşibendî şeyhinin oturması, İstanbul’da bulunan eski Bektaşî tekkelerinin yedisinin dahi Nakşibendî tekkeleri olarak gösterilmesi, Bektaşiler’in Nakşibendî tarikatı içerisinde daha fazla kendilerine yer edindiklerini göstermektedir. Bektaşilik’in yasaklanmasının ardından gerek merkez tekke olan Hacı Bektaş-ı Velî tekkesine gerekse diğer Bektaşî tekkelerine Nakşibendî tarikatı şeyhleri atanmıştır. Hacı Bektaş-ı Velî Tekkesi’ne merkezden atanan ilk Nakşibendî şeyhinin Kayserili Mehmed Said Efendi olduğunu daha önce belirtmiştik. Mehmed Said Efendi Hacı Bektaş Tekkesi’nde Nakşibendî ayini icra etmek dışında, tekke vâkıf gelirlerini tahsil etmekle de görevliydi. Mehmed Said Efendi 1842’deki vefatına kadar tekkede Nakşibendî tarikatının usul ve erkânına göre ayin icra ettirmiştir. Oğlunu Bektaşî dervişlerinden birinin kızıyla evlendiren Mehmed Said Efendi’nin torunu Arif, Bektaşî tarikatına intisap etmiştir. Mehmed Said Efendi’nin vefatından sonrada bu tekkeye ve diğer Bektaşî tekkelerine Nakşibendî şeyhleri atanmıştır. Bektaşî tekkeleri her ne kadar Nakşibendî tarikatına devredilmişse de bu tekkeler eski isimlerini aynen muhafaza etmiştir.
Yanii çok trajikomik bir ölüm olmuş.
Yeniçeri ocağı kaldırılınca Bektaşi tarikatı yasaklanır. Dönemin en büyük kurbanı Şanizade Ataullah olur. O da felsefi düşüncelerinden ötürü Bektaşilikle suçlanıp sürülmüş, ancak sonradan affına dair hüküm gelince idam hükmünün geldiğini sanarak kalp krizinden ölmüştür.
Reklam
Osmanlı tarikatları denetledi Resmi ideolojiyi tehdit eden tarikatları kontrol altına almak için yapılan ilk müdahale, 18. yüzyılda merkez tekke uygulaması oldu. Bektaşi tekkelerine "babalık" atama yetkisi Hacı Bektaş-ı Veli Dergahı'na verildi. Sa'diler lstanbul'da Abdüsselam Türbesi'ne, Kadiriler Tophane'de İsmail Rumi Dergahı'na ve Uşşakiler Kasımpaşa'da Hüsameddin Uşşaki Asitanesi'ne bağlandı
2.Mahmut, aslında hanedanın gücünün sinirlı kalışındaki sebepleri kavramış olmalıdır. Yukarıda anılan "saray darbeleri"nin önüne geçmenin gerekli olduğuna inanarak, uygun fırsat kolladığı açıktır. Nitekim, kendi mutlak iktidarın sağlamlaştırmanın yanı sıra. "devleti de kurtaracak" köklü ıslahat hareketlerinin başlatılması, ancak; darbelerin icracısı durumundaki Yeniçeri Ocağı'nın kapatılmasıyla mümkün olabildi. 1826'da Yeniçerilerin kışlalari topa tutularak dağitildi ve Ocak'la özdeşleşmiş olan Bektaşi Tarikatı da takibat altina alindi. Önde gelen Bektaşi babalarından üçü alenen asıldı ve bir çoğu sürgüne gönderilerek, tekkeleri kapatıldı. Ocagın kapatlmasından sonra II. Mahmut. uzun zamandan beri beklettiği Islahat Hareketlerini bir bir gerçekleştirmeye başladı.
Sayfa 46
İbadet kuralları yanında sezgi gücünü yükselten sema', raks, zikir teknikleri gibi vecd (extase) haline götüren yöntemler özellikle Anadolu'da tarikatlarla yayılmış, şehirlerde yüksek kültür çevrelerinde tasavvuf felsefesi ve Mevlevi tarikatı ile en yüksek noktasına ulaşmışken Türkmen halk çevrelerinde, Babai, Kalenderi, Abdal, Bektaşi erenleri ile bambaşka dini bir hayat ve başka bir yaşam tarzı egemen olmuştur. Dervişler ile medrese uleması ve Danişmendler arasında şiddetli bir rekabet görülmüştür. Ama devleti temsil eden otoriteler, özellikle devletin selametini her şeyin üstünde tutan bürokratlar, her iki akımı aynı anlayış ile benimsemişlerdir..
Sayfa 142 - Kronik KitapKitabı okudu
Burada unutulmadan altı çizilecek husus, Ahmed-i Yesevi geleneklerinin Anadolu ve Rumeli sahasında 15. yüzyıla kadar yalnızca Haydari tarikatı çevrelerinde; 16. yüzyılda ise buna paralel olarak Bektaşi muhitlerinde İnhisar etmiş olduğudur.
Reklam
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
Geyikli Babaya iki yük rakı ve şarap hediye!
Bu derviş gazilerden kerametine inanılan Geyikli Baba, Alevi-Bektaşi geleneğinde kuvvetle benimsenen bir Yesevi tarikatı şeyhidir. İslam uğruna “gaza” yapan Geyikli Baba, “arak” (“rak”) da içmektedir. Sultan Orhan’ın yakın dostu ve hürmet ettiği bir zattır. Hatta, Bursa’nın fethine katılan Geyikli Baba bizzat müritleriyle Kızıl Kilise mevkiini fethetmiş ve bu zaferini kutlamak için Orhan Gazi ona “iki yük arak ve iki yük şarap” göndermiştir.
Nakşbendîlik, Mevlânâ Hâlid Bağdâdî (ö.1242/1826) ile Hâlidîlik adını alarak XIX. Yüzyıl İslâm dünyasının en yaygın tarikatı haline geldi. Özellikle Bağdadi'nin halifelerini ilmiye sınıfından seçmesi, Yeniçeri ocağının kaldırılıp Bektaşî tekkelerinin kapatılması sırasında, Bektaşî dergâhlarına Nakşî-Hâlidî şeyhlerin tayin edilmesi, devlet ricâliyle sultanların bu tarîkata ilgi duyması, Hâlidîliğin önemini artırdı. Suriye Nakşi-Halidileri hâlâ Türkiye ile de irtibatlı bulunan Hani, Guftaru ve Haznevi aileleri temsil edilmektedir.
Sayfa 148 - Ensar NeşriyatKitabı okudu
77 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.