Dün de bugün de bu cemaat ve tarikatlar devlete 'çakalın leşe baktığı haz ve hırsla' yaklaşıyorlar. Yani üretmeden, çalışmadan, meslek sahibi olmadan, sadece kalabalığına güvenerek ve devleti tehdit ederek devletten yurt, ev, kasaba, köy, yayla, vakıf kopartıp, vakıf gelirleriyle geleni gideni ve müritlerini ağırlayıp mürit çoğaltmak... On yüzyıldan beri değişen hiçbir şey yok!
Aynı boş beleş, miskin kitleler, hålen devletin arazilerinde, bakanlıklarında aynı anlayışla iskân edilmekte, vakıflar verilmekte. Hiçbir iş yapmayan, yapamayan bu kitleler, sırf oy getirsinler diye ev, iş, mesken sahibi yapılmakta. Bir çürümüş zihniyet on yüzyılda zırmık değişmez mi? O günkü padişahlar, sayıları büyüyen cemaat ve tarikatlardan nasıl tırsıyorsa bugünkü iktidar da seçim hesabı ile korkuyor, yani zihniyet aynı çürümüş zihniyet, yalan aynı yalan, rüya aynı rüya, masal aynı masal...