Zeus ve Olympos'ta yaşayan akrabaları, o çağda yaşayan insanların zihinsel ürünüydü. Hiçbir zaman hakikati tümüyle kavrayamayacak olan türümüzün, korkularının, beklentilerinin, umutlarının üç bin yıl önce din biçiminde dışa vurumuydu. Aslında aynı süreç şu anda işliyor. Farklı dinler, farklı tanrılar, farklı ritüellerle. Hâlâ hakikati kavramaktan yoksun olan insan, hayat denilen bu olağanüstü mucizeyle başa çıkamayınca, kendine bir koruyucu istiyor, kaderini yazacak kudretli bir varlık, ona mutluluğu armağan edecek kutsal bir senarist. Yeryüzündeki en kıymetli olgunun hakikat olduğunu kavrayıncaya kadar da korkarım hep böyle devam edecek.
Ama korku bazen kör ediyor hem aklı hem yüreği. Kınadıklarımıza dönüştürüyor bizi, zorlu savaşlarda yendiklerimize, hayatımızı cehenneme çeviren seleflerimize.