Ne kadar deliyiz?
İnsanlar neden daireler çizmeye devam eder? Birincisi, bunda beceri kazanırlar. Ve hiç kimse becerisinden vazgeçmek istemez çünkü beceri insana bir güven, bir güç hissi verir. Dünyada, sırf çok iyi becerdikleri için aynı çember içinde tekrar tekrar dönen milyonlarca insan var. Eğer değişirlerse, belki aynı alanda o kadar becerikli olmayabilirler -
Reklam
1 Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak. Yaşamayı ciddiye alacaksın, yani o derecede, öylesine ki, mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, yahut
Olur ya, belki bir gün tam senin gibi hissederim, senin heyecanların benim heyecanlarım olur: o zaman seni bütünüyle yaşarım, kim bilir?
Tüm dünya yerleşimciliği reddettiği halde, biz tehlikede olduğumuz bahanesiyle yerleşimler kuruyoruz, ama aslında bunun asıl nedeni İsrail’in öncelikle ve eğer mümkünse sadece Yahudilere ait bir ülke olması gerektiğini düşünmemiz. Arap halkından kurtulmak için elimizden geleni yapıyoruz, onlara yaşamı olanaksız hale getiriyoruz ve belki bir gün, eğer isyan ederlerse, onları kovmak için fırsat bekliyoruz.”
Sayfa 338
Yaşanmamışlıklar Tehlikelidir
Yaşanmamış geçmiş, yani yaşayabileceğiniz ama yaşamadığınız o anlar, çiçek açabilecek ama kaçırdığınız aşk ilişkileri, söyleyebileceğiniz ama aptalca bir şeye takılıp kaldığınız için kaçırdığınız şarkılar... Size psikolojik yük olan ve her geçen gün daha da ağırlaşan şey yaşanmamış geçmiştir. Yaşlı bir adamın sinirlenmesi de işte bu nedenledir. Bu onun hatası değil. Neden bu kadar sinirli olduğunu, en ufak şeyin bile kendisini neden böyle sinirlendirdiğini, neden sürekli öfkeli olduğunu, neden başka kimsenin mutlu olma- sına izin veremediğini bilmez o; dans eden, şarkı söyleyen, atlayıp zıplayan, sevinen çocukları görmeye neden katlana- madığını, neden herkesin sessiz olmasını istediğini de... Ken- disine neler olduğunu bilmez. Bu çok basit bir psikolojik olgu: O hiç yaşamadan koca bir hayat geçirmiş. Çocuk dans etmeye başladığında, içindeki çocuk dans etmekten bir şekilde alıkonmuş, çünkü bu saygın, onurlu bir davranış olarak görülmediğinden belki de ailesi, büyükleri ve hatta kendisi buna engel olmuş. Komşuların karşısına çıkartıldığında, "Bakın bizim çocuğumuza, ne kadar de sessiz, sakin, uslu bir çocuk, kimseyi rahatsız etmez, yara- mazlık yapmaz," diye övmüşler onu. Çocuğun egosu bundan tatmin olmuş. Her neyse işte, sonuçta dans etme fırsatırı kaçırmış. Şimdi de bu çocuğa kesinlikle katlanamıyor, onu hoş göremiyor. Aslına bakarsanız incinen onun yaşanmamış çocukluğudur. Bu onda bir yara bırakmış. Peki ya sizler kaç tane yara taşıyorsunuz? Binlerce yara var ardı ardına dizilmiş olan; hayatınızın ne kadarının yaşamadan öylece geçip gitme sine izin verdiniz?
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.