elbet olur gece
er geç parkların boşaldığı bir vakit
şiirler okurum o zaman sana
yıldızlara isim koyarız
hem belli mi olur
o gece tanrı öyle sever ki bizi
belki de bir daha
hiç sabah olmaz
Herkese Merhaba,
Yeni bir vampir serisinin ilk kitabı ile karşınızdayım. Bir çok yabancı bookstagraml’arda görüyordum bu seriyi, merak ediyordum İlk kitabın olması ile alakalı kitapta bir acemilik söz konusuydu .Kötü bir kitap değildi,onu belirtmek isterim, beğendim.Hayal kırıklığına uğramadım.
Kitap yorumuna geçmeden önce kitabın düzenlemesi
Ben biraz iç dökmek istiyorum. Sabahtan beridir bir sürü gelişme ile karşı karşıyaydık. Türlü yerlerden farklı açıklamalar, haberler, kınamalar, destekler onlarcası, yüzlercesi malûm medyanın sosyal hali ile her şey ilerlemekte. Hamas'ın destekçisiyim elbette ki. İsrail her türlü baskı, alıkoyma, gasp etmeyi yapıyordu ve sustukça
Su Adamı, Rus yazar Aleksandr Belyaev’in 1928 yılında yayımlanan bilim kurgu kitabı.
Belyaev, edebiyat camiasında “Rusların Jules Verne’i” olarak anılır.
KISACA KONU
İhtiandr, çocukken üzerinde yapılan deneylerden dolayı balık solungaçlarına sahiptir. Yaşamını çoğunlukla suda geçirir. Balıkçılar ona deniz şeytanı derler.
İhtiandr bir gün genç ve güzel bir kıza aşık olur. Zamanla onunla tanışır da. Karaya daha çok çıkmaya başlar. Karşılaştığı bu yeni dünya onu büyüler.
Ancak balıkçıların haince planları vardır. Balıkçılar inci avında kullanmak için İhtiandr’ı yakalamak isterler. İhtiandr kendini tehlikeli bir durumun içinde bulur. Zor bir karar vermesi gerekir. Özgürlüğünü mü seçecektir, yoksa aşkını mı?
KİTAP YORUMUM
Belyaev, 1934’te Sovyet Rusya’yı ziyaret eden H. G. Wells ile Leningrad’da tanışmış ve belli ki ondan çok etkilenmiş. Su Adamı, Wells’in Doktor Moreau'nun Adası kitabından esintiler taşıyor.
Su Adamı, bir bilim kurgu macera romanı. Kitabın orta karar bir temposu var. Ne sürükleyici ne de sıkıcı bir kitap. Bir şekilde akıyor..
Yazıldığı dönem için başarılı bir bilim kurgu sayılabilir ama günümüz için zayıf kalıyor. Bilim kurguyu çıkarınca da geriye sıradan bir macera romanı kalıyor.
Kitabı okumayı düşünenler bu söylediklerimi göz önünde bulundursunlar.
Ben kitabı sevdim ve bilim kurgu sevenlere öneriyorum.
İlk kitabı Gülbeyaz'da " ben absürt bir şairim" demenin ya da diyebilmenin temellerini atan Muhammet Vural çok büyük olasılıkla bundan sonraki kitaplarında " evet ben absürt bir şairim" diyecek.
Absürtlük denilince benim aklıma ilk olarak Atilla İlhan gelir...
Atilla İlhan'ın
-Sisler Bulvarı -Cinayet
''Damarlarındaki kanı boşalt, yerine su doldur, işte o zaman savaş olmaz.''
(I. cilt, s. 587)
Savaş... savaş... savaş... Nedir bu savaş? Dostoyevski der ya, ''Her insan doğuştan gaddardır,'' diye, bence savaş, gaddarlığın, açgözlülüğün ve hükmetme aşkının dışa vurumudur. Barış ise, aynı savaş gibi, sadece çıkarların kesişmesiyle oluşan, başka