Gitgide alışıyorum sana....
Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz...
Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin...
Yanımda olduğun zamanlar;
Sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor,
Alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun...
Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan...
Alışkanlıklar daima korkutur beni...
Düşün ki ben yaşamaya bile
Anne ve babanızın cinsel birleşmesi sonucu sizin doğma olasılığınız
yaklaşık olarak yüz milyonda birdir. Aynı şey anne veya babanız için de
geçerlidir. Yani büyük anne ve büyük babanızın cinsel birleşmesi sonucu
annenizin veya babanızın doğma olasılığı yine yüz milyonda birdir ve aynı
şey, büyük anne veya büyük babanız için de geçerlidir. Bu
“Zenciler prensesi olacağım.
Hayat işte asıl o zaman başlayacak”
Pippi Uzunçorap
Çiçekli şiirler yazmama kızıyorsunuz bayım
Bilmiyorsunuz. Darmadağın gövdemi
Çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum.
Karanlıkta oturuyorum. Işıkları yakmıyorum.
Çalar saat zembereği boşalana kadar çalıyor
Acı veren bir sevişmeyi hatırlıyorum.
Bir bıçağın gereksiz
En büyük derdim seni sevmem, senin ise beni sevmemen. Hakkındaki bu hükmünün manasını, mahiyetini anlamaya, sebeplerini bulup çıkartmaya çok çalıştım. Kendime bakıyorum, beraber geçirdiğimiz hayatı, bildiğim, hatırlayabildiğim her şeyi yokluyor, araştırıyor fakat bir başlangıç, bir ipucu bulamıyor, bu bahtsızlığa sebebiyet vermek için ne yapmış olduğumu bir türlü hatırlayamıyor, kestiremiyorum. Hakkımda yanlış, hiç de insaflı olmayan bir kanaatin var muhakkak ki, bana değil, şekilleri tahrif eden bir aynadaki aksine bakarak bu kanaate varmışsın.
…
Fakat dinle ; asıl söylemek istediğim şu: Sen benim için daha az da kıymetli olsan, senden daha da az hoşlansam, seni daha da az takdir etsem yine de seni hudutsuz seviyorum zannederdim, sana karşı alakasız olmak gibi korkunç bir vakıayı kendime dahi hissettirmezdim…
Kalbim bu hakikati benden gizlerdi çünkü bence sevmemek hemen hemen cinayet işlemek gibidir ve ben, her kim olursa olsun, bu derece feci bir darbe indirecek kuvveti kendimde asla bulamazdım.
Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl.
Ey, Oğul! Herşeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla
Sevgili yavrum, ömürlerinde tek bir kez sevenlerdir asıl sığ olanlar. Onların vefa, sadakat diye adlandırdıkları şeyi ben, ya alışkanlığın verdiği rahatlığa ya da hayal gücünün yokluğuna bağlarım.
Ya Rab! Balçıktan yapılmış beden evi nerede? Can evi, gönül evi nerede? Ben, buradan bıktım; asıl şehrimi, vatanımı arzu ediyorum!
Ey gönül; galiba sen, işin farkında değilsin! Sen, asıl kendi şehrinden sürülmüşsün; sen, burada gurbettesin!
"Ey Allah'ım! Benim ailem nerede; soyum sopum nerede?" diye feryatlar içinde, kalmışım şu kirli dünyada!
Ya Rab! Şehrime geri dönseydim de, padişahımın merhametini, o şehirdeki dostum, sevgilim olan canların hepsini de görseydim!
Ben gene aynı yaşlardayken, hiç unutamadığım bir şey söyledi bana: Kendi kafasını göstererek, ''kızım'' dedi, ''bir kadının namusu belinden aşağısında değil, burada, kafasındadır. Farzedelim ki, parası olduğu için, bir adamla evlendin. Sen namusuz bir kadınsın bunu yaptığın için. O adama bağlı kalsan da, onu hiç aldatmasan da, gene namussuzsun. Çünkü parası yüzünden oturuyorsun o adamla. Asıl orospuluk budur. Para uğruna cinsel ilişki kurmaktır asıl orospuluk. Hiç menfaat gütmeden ve başkalarına kötülük etmeden sevgili değiştiren bir kadına, ben orospu demem, çapkın kadın derim ancak. Senin çapkın bir kadın olmanı istemem. Ama çıkarını kollayan nikahlı bir kadın olacağına, çapkın bir kadın ol daha iyi.''
Mesele aşk değil. Asıl mesele bir şeytan tarafından baştan çıkarılmak. Ona sahip olduğunu sanıyorsun ama o sana sahip oluyor, özgür olduğunu sanıyorsun ama değilsin. Utanç verici ve mükemmel. Ben de tam bir pisliğim..