Özetle: tüm peygamberlerin “mutlak şeriat”ları birdir ve çelişmez. Bunlar; insanlara zarar vermemek, nefsini azdırmamak, yalan söylememek, çalmamak, adil olmak, şehvete düşmemek, açgözlü olmamak, kin kibir hırstan uzak durmak gibi temel insani yasalardır. Toplumlara ve ihtiyaçlara göre gelen yasalar (şeriatlar) ritüeller, ibadet şekilleri ve
"Bu doğru değil. Asıl ben senin için asla, ama asla vere- tyr olamadım."
"Aynı fikirde olmamaya razı olalım."
"Yaşadıklarımızdan sonra, tek kelime etmeden çekip gıtmışken, senın için fazla iyi olduğumu nasıl söylersin an- layamıyorum."
Sydney'nin şaşkınlıktan ağzının açık kalması Luke'u
güldürdü, bu durumu fırsat bilerek ona doğru eğildi ve kafa- sındaki düşünceleri dağıtmaya çalıştı. Onu ürkütmek istemiyor gibiydi, dudakları ağzının üs-
tünde nazikçe hareket ediyordu.
Sydney kollarını onun boynuna doladı ve dilinin Lu- ke'un ağzının derinliklerine doğru inmesine izin verdi.
Bu tepki Luke'un içinde kıvılcımlar çakmasına sebep oldu ve nazik öpücükleri gittikçe ateşlendi. Sonra birden geri çekildi. "Üzgünüm," dedi, güçlükle nefes alarak. "Bunu yap-
mamalıydım."
"Yapmam istedim."
"Syd, seni çok arzuluyorum. Sadece bu gece değil, her gece. Istediğim son şey, seni aceleye getirmek ya da henüz hazır olmadığın bir şeye zorlamak."
"Bu akşam ikimize biraz köstek oldum, ha?"
Luke dirseğinin üstünde doğruldu. "Hayır, bebeğim,"
dedi, Syd'in yüzüne dökülen saçlarım iterek. "Bu senin hatan
degil. Zaman alacak. Ne kadar mesafe aldığımıza bir bak." "Bazen hiç mesafe almadığımızı düşünüyorum.
Asıl hayatlarında yalnız bir kere seven insanlar yüzeyseldir. Onların sadakat, vefa diye addettikleri şeye ben alışkanlıktan kaynaklanan rehavet ya da hayalgücü eksikliği diyorum.
herşeyi birden istemek!
o kitabı da okudum bitirdim
hani o genç kızın beni unuttuğu
bir ara fena halde fikrindeydim
dudağındaki nem gözündeki buğu
durmadan hayal değiştiriyorduk
çetrefil bir hayat herkesin korktuğu kederlerimiz kalındı sevinçlerimiz çabuk yaşamadan dağılıyor yarısından çoğu
erteleyip durduk suç ortaklığımızı
asıl mutluluğun içinde bulunduğu
bazı ben yanlıştım o yanlıştı bazı
çünkü gecikmenin ağır yorgunluğu
yanıldığımız herşeyi birden istemekti
isteği gerçekleştirmez isteğin yoğunluğu ihtiyaç başka bir boyuta geçmekti
devreden çıkarıp gereksiz sorumluluğu
tekrar loş yalnızlıkların en dibindeyim sararmış yaprakların usulca savrulduğu köprüler yıkıldı artık kendimleyim
parmak uçlarında ölümün soğukluğu.
Romanın Hazırlanması ve Yayını
Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor.
Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
Romanın Hazırlanması ve Yayını
Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor.
Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
DEVLET UĞRUNA KENDİNİ FEDA EDEN KAHRAMAN: URUNGU (BOZKURTLAR DİRİLİYOR)
Olay Örgüsü
İncelemeye geçmeden önce yine uzunca bir özet verelim
Kür Şad ihtilali, Çin Kağanı Tay-tsung'u korku ve endişeye kaptırmıştır. Ne yapılacağını görüşmek üzere nazırlarını sarayda toplar. Çeşitli fikirler ileri sürülür. Sonunda Gök Türklerin Çin'den
Dil ve Üslup
Dil, Atsız'ın dilidir. Açık, duru, anlaşılır ve akıcı. Su gibi akar cümleler. Hiçbir cümle, hiçbir paragraf, anlaşılmazlığından ötürü sizi durdurmaz. Eğer duruyorsanız ve bir cümleyi, bir paragrafı yeniden okuyorsanız bu anlamadığınızdan değildir. Tam tersine çok iyi anladığınızdandır. Cümleler sizi can evinizden vurmuştur. Bir
Şecaat ve cesaret bakımından Türklerden üstün, büyük hedeflere ulaşmak bakımından da onlardan dirayetli hiçbir kavim yoktur. Cenab-ı Hakk onları aslan sıfatında yaratmıştır! Ey Araplar, Hazreti Peygamber sizler için buyurmuştur ki; Üç hasletten dolayı Arap'ı seviniz; çünkü ben Arap'ım, Kur'an-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur. Cennet ehlinin konuştukları dil Arapçadır! Çerkesler ise herkesin malumudur ki Turani halkların en temiz, en güçlü, en savaşçılarındandır. Ve ey Kürtler, Mezopotamya'nın asil evlatları; sizler Ehlisünnet'in yılmaz müdafileri olageldiniz!