* Bir eksiklik var sanki üzerimde
Yokla yüreğini
Yoksa sende mi kaldım...
* Ben seni
Bir kulun ebedi ibadetinin mükafatı olan
Cenneti kadar hak ediyorum
Sen kiminle günah işliyorsun?
Duyguları paramparça, kanatları acı içinde, hayal aleminde,
Bir kere dahi baba masalıyla uyutulmamış,
küçük bir kız çocuğuydum ben.
Yine de, kendi kendimi koynuma alır,
kocaman kocaman hayaller kurardım.
Belki babam okşar diye sürekli saçlarımı tarardım.
Dışları gibi içleri de güzel olsun diye
bebeklerime makyaj malzemesi yedirir, entarimdeki
Rüyalarımda:
Tekrar tekrar kıyameti yaşatıyorlar bana,
Sarmışlar dört bir yanımdan, kılıçlar çekilmiş kınından, ben yakarış oluyorum.
Çöller, ırmaklar, denizler kıpkızıl, yıldızlara sıçramış kan.
Bir güvercin ağlıyor korkusundan, ben barış oluyorum.
Kerbelâda bir kuyuyum, içinin suyuyum
Savaş meydanında bir erim, kurşun yemiş miğferim.
Güya ‘Dünya temizlenmezmiş ölüm olmaksızın’
Beni kaldırım taşı sanıyorlar.
Oysa rüyalarımda:
Ömrümü bağışlıyorum ecelinden önce katledilen çocuklara
Kefen diye benim bedenimi sarıyorlar.
O çocukların kâh yarım kalmış düşü,
kâh yitirdiği gülüşü oluyorum.
Rüyalarımda: yaşamayı haram kılanlara inat
Kaf Dağı'nın doruğunda barış totemi olmak isteyen bir bonzai büyüyor.
Saçları bahar kokan, elleri çiçek tutan çocuklar:
-yazgının yönünü değiştirecek-
barış türküleri söyleyerek içerimde yürüyor.
Taze düşler müjdeleyen, ayazda kalmış bir çocuk arzusuyum ben
Ve bir umut ağacıyım, hep meyve verecek gibi hiç yaprak dökmeyen.
Kedi bile sevmemiş biri, insan sever mi?
Oysa ben, mütemadiyen;
Bana seni özledim diyecek birinin arayışındayım,
Başımı okşayacak yok mu diyen çocuk bakışındayım.
Bak yine !
Sayfa sayfa bakıp bakıp,
Şiir dolusu gülüyorsun bana ;
Ben de mısra mısra
Öpüp koklayarak,
Kafiyesine bakmadan
Kelime kelime seviyorum seni…