Annem çok sevmelerin kadınıydı.. Daldaki kirazları, Yazmasındaki oyaları, Fistanındaki çiçekleri, Asmadaki üzümleri, Evin kedisini, Sokağın delisini.. Babamın gömleğini.. Beni, bizi, mahalleyi.. Bildiğim herşeyi severdi.. Bana da sevmeyi öğretti.. Öyle az buz değil “çok sev” derdi.. Annem gibiyim artık.. Az sevme bilmiyorum ben.. Çok sevdiğimdendir bu kadar incinmem.. Ah annecim.. Senin sütün ak, yüreğin pak.. Ama inan şimdilerde; senin bildiğin gibi değil hayat..! Didem Madak… Başta annem olmak üzere tüm annelerimizin anneler gününü kutlu olsun ..
"7 Kasım 1986, Oscar düzelmeye başladı. Kendini toparladı, artık daha neşeli görünüyor. Ben de kendimi toparlanmak için zorluyorum ama geceleri hala kabuslar görüyorum. Felix bugün bana yemekten sonra harika bir boyun masajı yaptı, bu aralar hep migrenim tutuyor, boyun masajı bana çok iyi geliyor..."
Reklam
Bana neler oldu? Neden dünyada bu kadar yalnızım ben?
“Ben her zaman doğru olan şeyi yapmaya çalışırım. Annem bana her zaman insanlara karşı nazik olmamı söylerdi, çünkü öyle davranırsan belaya bulaşmazsın ve her zaman da çok dostun olur derdi.”
Ben çok uzaklarda gözyaşlarına dokundum, yağmurları anlatma bana. Benim tufanım dağınık saçlarındır
simdi sana hangi yüksek sesle bağırayım ey kalan günlerim ey ne kadar kaldığını bilmediğim çocuk ömrüm bana söyle bana söyle ben nerede yanlış yaptım... #KafkaOkur
Reklam
...Şairin bana anlattığı hikâyeyi doğrulayacak ya da yalanlayacak bir bilgi olmadığı için, ben şaire inanmayı seçtim. Ve gerçek olsalar da olmasalar da, kurtlara inanmayı yeğledim...
Sayfa 135 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Ben..." diye mırıldandım, gözlerim dolu doluydu, dudaklarım titriyordu, içim ağlamak istiyordu, içim konuşmak istiyordu... "Söyle." dedi Nisan, "Anlat bana. Dök içini." "Atlattım sandım." deyiverdim birden, "İyiyim sandım. O enkazın altından çıktım, aylarca uykuda kaldım, bir yaş büyüdüm ama bir yıl kaçırdım. Ruh gibi uyandım ve... Atlattım sandım işte Nisan, iyileştim sandım. Oysa ruhum hala o enkazın altındaymış. Bunu yeni anladım."
"Niye böyle oldu?" diye sordu Nisan üzülerek. "Ben sonsuza kadar birlikte olacağınıza inanmıştım. Size Eren ve kendimden daha çok inanıyordum." Hüzünle gülümsedim "Bilmiyorum..." diye mırıldandığımda dudaklarımın titremeye başladığını fark ettim, dökülecek gibiydim. "Anlat bana, içinden geçenleri, kalbinin söylediklerini paylaş benimle Kumru. Ben senin en yakın arkadaşın değil miyim? Benden bile uzaklaşmış gibisin."
' Ben yanlış zamanda doğmuşum, Monica. Bu mantık çağında bana yer yok. Sonunda beni öldürecek! '
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Bulut.'' dedim sakin kalmaya çalışarak "Sanırım ben..." Elimi boğazıma götürdüm. Uraz ve Bulut aynı anda bana doğru koşarken kendimi arkamdaki koltuğa bıraktım. "Kumru!" dediğini duydum Uraz'ın, "Hiçbir şey yok, sakin ol, muhtemelen oyunun bir parçası, bana bak... Yüzüme..." "Su getireyim." dedi Bulut telaşla Bir yandan onları anladığımı belli etmek için başımı sallyordum, bir yandan ise nefesimi sabitlemeye, sakinleşmeye çalışıyordum.
Ben oraya koymuştum, almışlar, Arasına sıkışık saatlerin. Çıkarır bakardım kimseler yokken, Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar. Behçet Necatigil, Nilüfer
Eğer ameliyat olmam gerekirse ve ben böyle bir durum yaşamama sebep olan şeyin ne olduğunu anlarsam, hayatta başına neyin geldiğini bilmek istemeyen veya tamamen görmezden gelen bir başka insana göre çok daha hızlı iyileşmem mümkün hale gelir. Ayrıca eğer hastalığımın bana verdiği mesajı anlamazsam, yapılan ameliyat veya uygulanan tedavi bu hastalığı geçirmiş gibi görünebilir ama daha sonra vücudumun başka bir yerine başka bir formda yansıyabilir.
Bir gülüşün bile yeterdi bana Ben geldim sana ama engeldi zaman Kalbin buz gibi benden uzak
Ruhumdaki boşluğu nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Hayata olan kayıtsızlığım öyle nüksetti ki şu bir kaç günde, nefesi bile zorunda olduğundan soluyor şu ciğerlerim. Geceyi gün, günü gece ediyorum. Uyanmak dahi gelmiyorken içimden, hayata karışıyorum mecburiyetten. Bir o yana, bir bu yana sürüklenip duruyorum ama inanır mısınız az önce attığım satırda ne yazdım onu bile anımsamıyorum. Yaşayan ben değilmişim gibi hissediyorum. Gülemiyor, ağlayamıyor, insanı insan yapan hiç bir hareketi sergileyemiyor, duygularımı hissedemiyorum. Bana ait bir anı, bir can yokmuş gibi, sanki doğduğum günden bugüne değin sadece etten bir duvardan ibaretmişim gibi.. Kurlu bir robot gibi yapmam gerekenleri yapıp, kayboluyorum boşlukta. Yalnızlaşmak istedikçe kalabalığın ortasında buluyorum kendimi. Yağmurdan kaçarken doluya tutuluyor, buna da katlanmak dışında bir şey yapmıyorum. Yaşamak istemiyorum. Elimi kolumu bağlayan prangalardan kurtulup hikayeme yakışacak en güzel sonu yazmaya çalışırken yakalıyorum parmaklarımı. Bile isteye kırıyorum kalemi ve kurtuluşumdan ediyorum beni. Bağlıyorum bileklerimi kırmızı iplerle. Gece sinsi bir yılan misali çökerken boğazıma, ölmeyi diliyorum usulca. Yalnızca ölmeyi. (Yazı şahsıma aittir.)
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.