Başarılı bir şaman önce kendisini aldatır; kendi söylediklerine inanır ve böylesi bir inanç bulaşıcıdır,etkinliğinin sınırı yoktur. Ama ben, kendi inancıma sarsılmaz bir şekilde güveniyor değildim;asla bir peygamber olamazdım...
Orhan Veli olsun, çevresindekiler olsun, birer küçük burjuvaydılar. Hem de İstanbul burjuvası. Düşünce ve davranışları, kendilerine örnek seçtikleri Fransız şairlerinin paralelindeydi. Oysa ben doğuluydum. Az gelişmiş değil, sömürülmek için kasıtlı olarak geri bırakılmış bir ülkenin, aşiret töreleriyle yetişmiş bir çocuğuydum. Sömürgeci Fransız toplumunun, bohemi, serseriliği ve gerçekten kaçma çabalarını kutsayan şairleri, elbette beni ırgalamazdı.
Depresyon gibi DEHB veya TS de pozitiflik veçhesinden aşınlığa işaret eder. TS, Ben'in fazla hararetten kor gibi yanmasıdır. Kaldı ki bu hararet aynının aşırılığıyla söndürülür. Hiperaktivitedeki hiper, bir bağışıklık kategorisi değildir. Yalnızca pozitif yığılmayı gösterir.
Çok durdum, hiç gitmedim ben, bu dağ başında
Rüzgara ağladım bazen,
Bazen derdimin dibini saydım ıssıza.
Yaşlı, durgun bir zeytin oluşuma bakma
Şuramda bir su vardı ve şuramdan
Neşeyle akardı aşağıya.
Ela bir kızı sevdim ben de zamanında.
Korkmamalıyım. Korku katilidir aklın. Korku, mutlak yıkım getiren küçük ölümdür. Korkumla yüzleşeceğim. Onun etrafımdan ve içimden geçip gitmesine izin vereceğim. Ve geçip gittiğinde, onun izlediği yolu görmek için iç gözümü kullanacağım. Korkunun geçtiği yerde hiçbir şey olmayacak. Yalnızca ben kalacağım.
Öteki yapar bunu ,
Saçları uzun ve makuldür .
Bir ışıltıyla otuzbir çeker ,
Sevilmek ister .
Ben tahrik etmem .
Çiçek yapar ayaz ,
Kırağı bir yıldız yapar ,
Ölü çan ,
Ölü çan .
Birinin canına okundu .
(S. Plath - Ölüm A.Ş)
Tarihlerde az çok uzun sürmüş bazı uyku vakaları yok değildir: Örneğin 'Knosses'lu 'Epimenide' bir insanla bir peri kızının ilişkisinden olmuştur, daha çocukken bir gün babası 'Dosiades' kendisini sürülere bakmak için dağa gönderir. Öğle sıcağından ortalık yanıp tutuştuğu sırada, çocuk serin ve loş bir mağaraya girip yatar ve tam elli yedi yıl süren bir uykuya dalar. Bu çocuk sonradan bitkilerin özelliklerini incelemiş ve bir rivayete göre yüz elli dört, diğer bir rivayete göre de iki yüz doksan dokuz yaşında ölmüştür.
Milâttan sonra 25 tarihinde imparator Decius'ün Hristiyan dinine giren yedi subayı bütün mallarını fakirlere dağıttıktan sonra Célion dağına göç edip yedisi birden bir mağarada uykuya dalmış. İmparator Théodore devrinde Ayasulo metropoliti o dağda bunları gül gibi parlak ve taze bulmuş. Bunlarda yüz kırk dört yıl uyumuşlar.
Almanya imparatoru Frédric Barberousse hālā uyuyormuş. Sık bir ormanın ortasında bulunan bir şato harabesinin altındaki mahzende bir masanın önüne oturmuş, sakalı bu masanın çevresini tam yedi defa dolanıyormuş. Dağın etrafında ötüşen kargaları kovmak için günün birinde uyanacakmış.
Lethargie durumunun bazı ilginç vakalarıyla karşılaştım. Örneğin bundan on yıl önce şehir hastanesine kabul edilen Jeanne Caillou adında bir genç kız altı yıl aralıksız uyumuş. Ben kendim de Léonide Montauciel adında bir kızın 61 senesi paskalya günü uykuya yatıp ertesi yıl aynı güne kadar tam bir yıl uyuduğunu tespit ettim.
Eline bir diken battığı için uyuyup kalktıktan sonra Sigurd'ün uyandırdığı Brunhild adında bir prenses vardır.
Pekala, bir ampul beni kurtaracaktı ve evet, sıradan bir krallık yok olacaktı. hayatlar mahvolacak, bir kral devrilecek, kalpler kırılacaktı.
Hepsi senin yüzünden ,Maddie Schwartz. Ben sessiz kalacak kadar sağduyulu ve onurluydum oysa.