Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
408 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Yeşil Mürekkep/Sabahattin Ali
Ah ahh canım Sabahattin Ali… Belki ilk değildir bir biyografi kitabı okumam ama bu kitap beni niye bu kadar etkiledi :( Nasıl olabilir aklım almıyor benim. :( Osman BALCIGİL’in ilk kitabını okudum ve inanılmaz üzgünüm. Bu kitabın bende ki izleri nasıl geçecek :( Neyse kitaptan biraz bahsetmek istiyorum. Sabahattin Ali’yi tanımayanımız yoktur. Ama hangimiz hayatını baştan sona biliyoruz. Hangimiz onun o hapishanedeki acılarını, karısı Aliye ve kızı Filiz’e olan hasretini biliyoruz. Çoğumuz eminim ki bilmiyor. Bu kitap işte Sabahattin Ali’in hayatını detayları ile karşımıza çıkıyor. Alanım gereği Sabahattin Ali’nin hayatına biraz olsun hakimdim ama inanın bu kadarını ben de bilmiyordum. Her zaman söylerim okuduğumuz yazarların hayatlarını bilelim içselleştirelim böylece onu anlayabiliriz. Yazarda bunu ister zaten. Biyografi kitaplarını okumaya yönelelim bu yüzden. Kitapta yazarın bize sunduğu Sabahattin Ali’nin hayatı gerçekten okumaya değer. İlk kez
Osman Balcıgil
Osman Balcıgil
ile tanışmamıza rağmen ben dilini sade ve anlaşılır buldum. Bu yüzden kendisinin diğer kitaplarını okunmaya değer buluyorum.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
deyince benim aslında edebi zevkimi doyuran bir yazar olarak kodladım beynimde. Çok seviyorum kendisini… Bu ölümü gerçekten hakkettiğini düşünmüyorum. :( Ve yaşasaydı bizi daha ne güzel kitapları bekliyor olacaktı. Bu düşünce bile beni derinden üzüyor. Yazarları rahat bırakın onları dertleri sadece yazmak ve okurlarıyla buluşmak. İnanın çok üzgünüm kitabın son sayfasına kadar belki
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
ölmez desemde vahşi bir şekilde öldürülmüş ve bu durum benim çok canımı acıttı. Allah rahmet eylesin. Keyifli okumalar dilerim…
Yeşil Mürekkep
Yeşil Mürekkep
Yeşil Mürekkep
Yeşil MürekkepOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20164,993 okunma
·
Puan vermedi
Güneşi Uyandılarım
Mart ayında bir dönem kitaplığımızın en alt kısımları boş diye toplu olarak kitap alışverişi yapma kararı almıştım. İşin garip tarafı sadece kitaplığın alt rafı boş diye yapılmış bir kitap alışverişi oldukça dürüst bir okuyucu için fevkalade bir utançtı. Yine de görünüşe aldanıp rafımız dolu olsun ve okumak da buna bahane olsun diye birkaç kitap
Güneşi Uyandıralım
Güneşi UyandıralımJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 202335bin okunma
Reklam
Bölüm 1-Benim Hikayem
Ömrüm boyunca içimden bir ses görünenin ardında görünmeyen bir şey olduğunu ve onu anlarsam hayatın en büyük sırrını keşfedeceğimi söyledi bana.Daha küçük bir çocukken bile biliyordum bunu.Ama bana öğretilenler, gördüklerim, duyduklarım ve yaşadıklarımla körleşmiş, tüm bunların gerçek olduğuna inanmış,kendimin yarattığını bilmediğim bir hapishanede ne zaman kurtulacağımı düşünerek geçirmiştim ömrümün ilk otuz beş yılını.Yaşadıklarımla ve ben daha doğmadan bana aktarılanlarla oluşan bilinçaltımdaki inançların tüm hayatımı etkilediğini, onların yarattığı duyguların ve düşüncelerin titreşimlerine uygun bir realite yarattığımı, bana bu duygu ve düşünceleri yansıtacak kişi ve olayları kendime çektiğimi çok daha evvel öğrenseymişim keşke. Kendime herkesten fazla acımasız olduğumu ve sevilmediğime inanarak bana bu duyguyu yansıtan insanları hayatıma davet ettiğimi bilmiyordum elbette. Yaşamın sevilemediğime ,sevilmeye layık olmadığına inanarak başlamış, ardından bu duygu nedeniyle bana uygun olayları yaratmıştı
Sayfa 84 - İnkılapKitabı okudu
"Ben başkaldıran bir insan değildim. Kuzu gibi boyun eğenlerden de değildim, çünkü neye boyun eğeceğimi ya da güle oynaya yaşayabilmek için nasıl bir toplum tasarlamak gerektiğini bilmiyordum. Ne hüzünlü ne de neşeliydim, tepeden tırnağa orada, olduğundan başka türlü olamayacak, şu ya da bu toplumun herhangi bir şeyini değiştiremeyeceği kozmogoninin tutsağı gibiydim."
380 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ve çok uzun zaman sonra bir nazi işkencesi temalı kitabı bitirdim hatta aşırı da etkilendim. Bunun öncesinde Erik ağacı denemiştim ama o hiç sarmamıştı hatta o duyguları hissettirmemişti. Ama bu? Ağlayamadığım için aşırı mutsuzum. Bu benden kaynaklanan bir sorun yoksa duygusal biri kesinlikle gözyaşını tutamaz diye düşünüyorum. Kitapla ilgili
Esaret Şehrinde Bir Kitapçı
Esaret Şehrinde Bir KitapçıShari J. Ryan · Arkadya Yayınları · 2022404 okunma
Ne istediğimi ben de bilmiyordum: hayattan korkuyordum, ondan kurtulmak istiyordum ve yine de hayattan hala bir şeyler bekliyor,umuyordum.
Reklam
331 syf.
9/10 puan verdi
BEYAZ KÖRLER !!!
José Saramago
José Saramago
ne anlatmak istemiş! Romanın bize anlatmaya çalıştığı durumu José Saramago söyle özetler: “…biz şu anda beyaz körlük salgınına yakalanmış durumdayız.Körlük, insan aklının körlüğü için kullanılmış bir metafor.Bu,gezegendeki kaya oluşumlarını incelemek için Mars’a birini gönderirken aynı zamanda milyonlarca insanın bu gezegende aç bırakan çelişkiye dair bir körlük.Ya körüz ya da deliyiz.”
José Saramago
José Saramago
nasıl anlattı peki! Bilim kurgu,gerilim (gerçekten çok gerildim),psikolojik (insan doğasını,iç güdülerini çok iyi verdi.),alegori tarzı ile bizlere anlattı (anlayanlara). Alegori: Bir düşünceyi, davranışı ya da eylemi, daha kolay kavratabilmek için onu, yerini tutabilecek simgelerle, simgesel sözlerle, benzetmelerle göz önünde canlandırma işi. Bunu muhteşem yapıyor yazar. Bilmeyenler için anlamınıda verdim. Ben ne demek olduğunu bilmiyordum. Ülke adı yok, şehir adı yok, ırk yok, millet yok. İnsan var, erkek var, kadın var ama onlarında adı yok,sıfatları var. Siz adınız ile mi yaşamak istersiniz! Yoksa sıfatlar ile,lakaplar ile, dış görünüşünüz üzerinden mi? Devamlı “BEN OLSAM” dedim,şöyle yaparım, böyle yapardım dedim. İlk 60 sayfa covid-19 salgını hızında giriş,60-183 gelişme( benim en sıkıldığım,eleştirdiğim kısım), gerisi işte içinde var olacağınız, sorgulamalara sizinde başlayacağınız muhteşem sayfalar bitmesin devam etsin dediğiniz yerde ise SON. Teşekkürler
José Saramago
José Saramago
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,3bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Yerden Yere Vurulacağınız Cümleler Okuyacaksınız!
Beni çokça etkileyen hatta yerden yere vuran, elimden kalemi düşüremediğim, sayfaları çizmekten yorulduğum ve bazı kısımlarda derin derin nefesler aldığım bir kitaptı. Kitap ölüm(de), yaşam(ki), felsefe(işte) üzerine yazılmış. Ölüm kısmını okurken her cümle de çok doğru diyerek okurken yaşam kısmında nefesimin kesildiği yerler oldu. Özellikle “Yaşamında, yürüyüp yürüyüp, bir an durunca, çevrene bakıp göreceksin ki, yürüyüşüne şu ya da bu noktada katılmış, bir süre seninle birlikte yürümüş kişilerden hiçbir yok yanında…” bu kısmı okuduğumda vurulduğumu hissettim. O kadar haklı ve doğruydu ki şimdi bile yürüdüğün yolun yarısına bile gelmeden baktığında sevdiğin insanları bulamıyorsun ne yazık ki.. Bazı cümleler tekrarlı gibi görünse de aslında içimize daha çok işlesin diye yazılmıştı sanki. Ben bu durumdan hiç rahatsız olmadım. En çok etkilendiğim kısım yaşam olsa da ölüm kısmınında geri kalır kısmı yoktu. Bu kitabın üçleme olduğunu bilmiyordum diğer kitapları da alıp mutlaka okuyacağım. Başucu kitabım oldu. Altını çizdiğim yerleri dönüp dönüp okumak, hayatımda yer yetmesi için çabalamak istiyorum.
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20185bin okunma
Sevgilinin Ölümü
Onu deli gibi sevmiştim. İnsan niçin sever? Dünyada tek bir varlığı istemek, kafamızda tek bir düşünce, kalbimizde tek bir arzu, dudaklarımızda tek bir isim yaşatmak. Garip bir şeydir bu; öyle bir isim ki, kaynaklarından fışkıran su damlaları gibi, ruhumuzun derinliğinden dudaklarımıza kadar yükselir; bu ismi her yerde, her an bir dua gibi yavaş
Ben onu görmeden evvel hayatın manasını bilmiyordum, bulamamıştım.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.