Biliyorum kendimi; sen şimdi o kapıyı aralık bırakırsan döner dolaşır ben yine sana gelirim. İyisi mi kapat, ben de kendi yoluma gideyim.
Sayfa 181Kitabı okudu
Kanadını aç, Tuba ağacında öt., senin gibi bir kuşun kafeste esir olması ne yazık! Kervan gitti, sen hâlâ pusu yerinde uyu­yup duruyorsun! Vah yazıklar olsun, bunca çan sesinden haberin bile yok! Tur dağından bir şimşektir parladı, ben gördüm., gideyim de sana bir yanar ateş par­çası getireyim!
Reklam
Kalmak daha zorsa gitmekten de mi olsa?
Beklemede gelmekten başka bir şey yoktur. O bana gelsin, ben ona gideyim değil. O gitmesin, gelsin, o sensin, gitme.
Hz. Ömer hakkında:
Hatırlıyorum, Diyanet bu gibi masallarla dolu hazır hutbeler gönderirdi, hocalar da milletin kafasına okur, dünyadan haberi olmayan insanları bu masallarla uyutmaya çalışırdı. Cemaat de bunları dinleyince, 'ya biz nerde, eskiler nerde' diyerek imanlarının zayıf olduğuna, daha fazla çalışma gerektiğine inanırlardı. Bir kere onun bu kadar korkması, davasına bağlılığının zayıf olduğuna bir kanıttır. Çünkü onun inandığı peygamberi ona cennet müjdesini vermişti. Bu durumda niye cehennem için tek bir kadro varsa o da benim desin ki! Yoksa peygambere inanmıyor muydu? Bu konuda en başta Buhari ve Müslim'de anlatılan şöyle bir olay var. Bu bir örnek; yoksa buna benzer hadisler çok. Hz. Muhammed bir gün ona, "Rüyamda cennette bir köşk gördüm, yanında da bir havuz ve bir kadın vardı, o kadın havuzdan abdest alıyordu. Ben sordum, bunlar kime ait diye? Denildi ki bunlar Ömer'indir. Senin kıskanç olduğunu bildiğim için onlara bakmadım." diyor. Bunun üzerine Ömer, "Yok yok sana karşı kıskanç olur muyum" karşılığını veriyor. (270) İşte bir taraftan cennette parsellerden söz etmek, diğer taraftan ağlamak olmaz: Şayet cennete ve kendisine verilen cennet garantisine, oradaki hurilere, kebaplara inanmış olsaydı, o zaman aman ha ben bu çileli dünyada ne yapacağım, bir an önce gideyim demesi gerekiyordu. Demek ki bilindiği gibi değil; işler çok farklı! 270) Buhari-Müslim hadisleri, El-Lü'lüü ve-l Mercan, no: 1550.
Jose Mujica
"Ben insanların geceleri yatacak bir saçak altı bile bulamadıkları bir dünyada, başkalarının 500 metrekarelik malikanelerde yaşamasını anlamıyorum. Evsizler için ev, suyu olmayanlar için su lazım, açlar için de ekmek. Sen böyle bir dünyada özel uçağım olsun ve oraya, buraya gideyim diyorsun. Eğer herkes daha fazlasını isterse, bir gün kimseye birşey kalmayacak!"
Gideyim bi Sadri Alışık izleyeyim. :)
Manasız zırlama ihtiyacını tek başına Sadri Alışık filmleri izleyerek gidereceksin. "Ben niye böyleyim?" sorusu hiç sorulmayacak. Sen de böylesin, ne yapalım? Şehirde ne kadar lüzumsuz kültürel etkinlik varsa hepsi takip edilecek, günü kurtarma hesabı yapılacak. Bu "normalleşme ödevleri" hariç olmak üzere sadece istediğin şeyler yapılacak. "Katlanma" hissi uyandıran hiçbir kişiye ve hiçbir etkinliğe imtiyaz tanınmayacak.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.