Şu var ama kendinle bir derdin varsa bu dert seni bir daha iflah etmiyor, hayatını yoluna koymaya çalışan budaladan da bir şey olmuyor. Ben de herhalde bir olmayacağa heves ettim, kurudum kaldım. Daha da canlanmam ben, anca çürürüm.
İşte bu yüzden bu konunun altını çizelim istiyorum. Örneğin Ali Bey'in de bir çobanın oğlu olması, okura "Ben de yapabilirim!" duygusunu verebilir.
Tabii versin. Ben meraklı olan ve bu merakının peşinedü şen herkese çok büyük saygı duyuyorum. Ali'yi desteklememin sebebi de buydu. Parasının olup olmaması mühim değildi çünkü
Ben Haydar Ergülen
çocukluk, aşk, yokluk ve ölümden
dört kitaba heves ettim
ve ölümden başladım hiç istemeden
hevesimi de aldım dersimi de aldım
cinayet sürerken ölümü savunabilirim sandım
ne iyilik var bu kitapta ne de iyi bir şiir
hayat da ölüm de artık kötülüğe dair
kelimeler kullanmadan yazılamazmış meğer
sonunda anladım ve ilk kez kitabımı
"Hiç kimseye hiçbir zaman" sözleriyle adadım
böylece ölümün skandal olduğu bir çağda
tuttum gayatımın en kötü kitabını yazdım,
evet, cinayeti bundan daha kötü anlatamazdım!
20 Eylül 1903
Matmazel (S...) lerle samimiyet peyda ettim.
Bunun için resmi takdimlere filân lüzum görülmedi. Yalnız hissiyatın birbirini cezbetmesi ve samimî bir irtibatın husûle gelmesi yetti. İkisi de hoş, zengin ve güzel
terbiye görmüşlerdir. Matmazel Florans günlerini piyano çalmak ve kahkahalarla geçirir. Bazı defa ikisini birden yapar. Bu
"Yaptığım hiçbir şeye itiraz etmeyeceksin," dedim, avucu- mun içinde daha da sertleştiğini fark ettiğimde
"Hatta seni ağzıma almama da," diye eklediğimde gözleri kocaman oldu ama ben harekete geçmeden önce çatı katına ulaşmıştık. Beni asansörden çekerek çıkardı ve anahtarlarıy- la kapıyı açmaya başladı. Bu sırada, poposunu