●Gelenekçi kabullerin ve teamullerin ağır bastığı toplumda değişim başlatmak o kadar kolay değildir. ●Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, Müslüman Türkiye'den Hristiyan Avrupanin medeniyetini görmek için ilk pencereyi açan kişidir. ●Bostancibaşindan Sultan 3.Selim'e: Ben kulun onlara(yeniçeriler) libas değil şapka dahi giydirmek senin himmetinle mümkündür. ●2.Mahmut en büyük müceddid unvanı alması gerekirken bir padişah halk tarafından "gavur padişah" unvanı ile taltif edildi. ●Meşrutiyet uzun süren baskı dönemini takiben ortaya çıktığından ve insana özgürlüğünü bahşettiginden Meşrutiyet'in ilan edildiği gün bayram olarak kutlanmaya başlanmıştır. ●31 Mart darbe girişiminin hedefi hiç şüphesiz meşrutiyetti. Meşrutiyet ile gelen Hürriyet ortamı bazı kesimlere ters gelmişti. 31 Mart darbe girişimcileri Meşrutiyet'i kabul etmedikleri gibi Tanzimanti da benimsememistir. Oysa Dünyanın gidişatı mutlakiyet değil Meşrutiyet yönündedir. ●31 Mart isyanı mektepli- alayli(okuma yazma bilmeyen asker pasa takimi), yenilikçi ve geriçilerin catismasindan ortaya çıkmıştır. Asıl sebep liyakatsiz memurların işinden alınması, alaylı askerlerin paşaların ve emekliliği gelmiş askerlerin makam kaybetmesiyle makamı elde etmek isteyenlerin çıkardığı siyasi bir isyandır. ●Sonuç, Makam, koltuk sevdasına düşenler ulemayi arkasına alıp dillerinde tek slogan dolaşıyordu. "Din elden gidiyor şeriat isteriz" Bu yüzden sözde her dini içerikli isyanın asıl sebebi siyasi çıkarlardır.
382 syf.
10/10 puan verdi
·
28 günde okudu
Müthiş bir eseri okumanın, anlamanın farkındalığını yaşamak kadar güzel bir şey yok bence. Kitapla ve yazarıyla ilgili değinmek istediğim onlarca nokta varken mecburen kısa kısa gideceğim çünkü ne kadar anlatmaya çalışsam da tamamlayamam. Ben anlatmaya başlamadan önce kesinlikle okunması gereken bir eser olduğunu, şiddetle tavsiye ettiğimi şuraya
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202342bin okunma
Reklam
320 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Öykü, ilk ve eski adıyla hikaye Türk edebiyatında, evrensel örneklerine nazaran öncü bir tür olmuştur. Nedeni çok açıktır bu özel coşkunun: Sözlü geleneklerine hala bağlı olan Türkçe kültür, yazılı kültürde sosyo-kültürel dinamiklerle Batı kültürü gibi temas kurmadığından, öykü edebiyatımız hem gelenekçi hem de modern örnekleri içinde barındırmıştır ve barındırmaktadır Keyifli bir okumaydı, sevdiğim yazarlara uğramak onlarla hemhal olmk gıbı doyurucu bir öykü şeçkisiydı.
Türk Edebiyatından En İyi 50 Öykü
Türk Edebiyatından En İyi 50 Öykü
.Öykü, aslen, geleneksel olan ve adına hikâye denen biçimle modern olan ve adına öykü denen türlerin üst adıdır. Roman ve şiir gibi diğer modern evrensel edebiyat türlerine oranla Öykü, genellikle dillere, geleneklere ve kültürlere göre daha çok farklılık gözeten bir anlatı türüdür. Bu yüzden Türkçenin topraklarında kendine özgü heterojen üretim ve yaratım imkânlarını alabildiğine kullanmıştır bu tür Türk Edebiyatından En İyi 50 Öykü’yü, evrensel edebiyatın asi ve yaratıcı çocuğu Öykü'nün Türkçe serüveninin temel taşlarından biri ve en iyi okuma zevklerini barındıran bir yapıt olarak yazar ve editör
Halil Gökhan
Halil Gökhan
bu özenli seçkiyi bütün öyküseverler için hazırladı.
Türk Edebiyatından En İyi 50 Öykü
Türk Edebiyatından En İyi 50 Öykü
Ben güzelim diye yüksekten uçma, İndirirler seni el yaman olur. Siyah zülüflerin gerdana saçma, Eser sabah yeli , yel yaman olur... (S:135)
Türk Edebiyatından En İyi 50 Öykü
Türk Edebiyatından En İyi 50 Öykü
Türk Edebiyatından En İyi 50 Öykü
Türk Edebiyatından En İyi 50 ÖyküKolektif · Kafe Kültür Yayıncılık · 20166 okunma
280 syf.
8/10 puan verdi
Öncelikle yazarımızla ilk defa tanıştım, kendisini sevdim diyebilirim. Bana geçirdiği hissiyat gelenekçi bir kişi. Düşünce yapısı olarak kabul ettiği belli kalıpları var gibi. Bunu bir kitaptan anlamak zor aslında ama ilk çıkarımlarımı ifade etmek istedim çünkü neden olmasın. (:     Kitaba gelirsek daha doğrusu kitap hakkındaki duygu ve düşüncelerime, bana yaptığı etkiye.. Kitabın sonunda oluşan hislerim aslında birden fazla. Üzüntü, kızgınlık, mutluluk, böyle olmasaydı hissi ama sanki gereken de olmuş gibi. Böyle tam olarak ne hissettiğimi bilmiyorum o yüzden kitap bende başarıya erişmiş görünüyor. Kitaba başlarken de sıkıcı gibi gelse de karakterleri tanıdıkça konuya ısınıyorsunuz. Kitap sıkıcı değil.     İçerik olarak ise zaten isminden de anlaşıldığı gibi baba-oğul ilişkisiyle yazar vermek istediği mesajları veriyor. Ayrı tabakalara ait olan iki gencin arkadaşlığı ile başlayan kitap, onların düşünce bakımından birbirine etkisi ve daha sonra bu fikirlerinin babaları ile olan ilişkilerinde kendilerine nasıl yön verdiğini göz önüne seriyor. İki arkadaşın benim gözlemimle sanki iyi ve kötü kavramlarına karşılık olarak var olduğunu hissettim. Birisi naifliği, kibarlığı, sevgiyi temsil ederken diğeri sert, öfkeli, sevgi gösterisinden hoşlanmayan bir genç. Her ne kadar ben bu genci kitabın başından sonuna kınamayla geçirsem de sonunda benim nazarımda aslında kötü değil ama bunu görememişim gibi geldi.      Velhasıl kelam ben beğendim, okuyacak olanlara şimdiden   Keyifli okumalar..
Babalar Ve Oğullar
Babalar Ve OğullarIvan Turgenyev · Koridor Yayıncılık · 201945bin okunma
_Küçük kılıbık adam. Korktuğun için bağırıyorsun. _Ben kim oluyorum ki kendi görüşüm olacakmış. reis ne derse o’dur. _Düşüncelerinin yanlış olup olmadığını sormadın kendine hiç? _20 yıllık olayları anımsayacak beynin yok, bu nedenle, iki bin yıl öncesinden aptalca dini sözlerini tekrar söylüyorsun. _Beni ahlaksızlıkla suçlarken doğrudan
139 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Kışkırtıcı ve aykırı
Aykırı bir kitap... José Saramago'nun Körlük isimli sarsıcı kitabını okumuştum. Bu kitap da iç gıcıklayıcı, sorgulamaya iten tam bir hiciv kitabı. Tabi hicvedilen din ve Tanrı olunca herkesin kitabı beğenme ihtimali azalıyor. Hikaye, yaratılış mitiyle başlıyor. Sonra Kabil'in Habil'i öldürmesiyle Kabil yaşadığı yerden uzaklaşmaya
Kabil
KabilJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201811,2bin okunma
Reklam
274 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.