İsa şöyle der:
"Ekici tohum ekmeye çıktı. Bazı tohumlar yol kenarına düştü, kuşlar gelip yedi. Bazıları kayalık yerlere düştü, kök salamadı ve kurudu. Diğerleri dikenler arasına düştü, dikenler onları boğdu. Ama bazıları iyi toprağa düştü, büyüdü ve bol ürün verdi."
Bu benzetmede, ekici Tanrı’nın sözünü yayandır. Yol kenarına düşen tohumlar, Tanrı'nın sözünü işitip anlamayanlardır; şeytan hemen alıp götürür. Kayalıklara düşenler, sözü sevinçle kabul eden ama kök salamayanlardır; onlar zorluklar karşısında hemen vazgeçenlerdendir. Dikenler arasına düşenler, dünya kaygıları ve zenginlik tutkusu ile sözü boğanlardır. İyi toprağa düşenler ise sözü işitir, kabul eder ve bolca ürün verir.
Bu benzetme, Tanrı'nın sözünün nasıl alındığını ve büyüyüp meyve vermesini bizlere anlatır.
Bu öğretiyi düşündüğümde tabii ki aklıma gelen ilk soru şu oldu: "Bu kategorilerden hangisiyim?". Bir türlü kendimi bunlardan birine ait hissedemedim. Ama sonunda bir karar vermeyi başardım. Sanırım ben hala rüzgar tarafından savrulmaya devam edenlerdenim. Henüz yeryüzüne kavuşmayı ve kök salabileceğim verimli bir toprağı bulmayı başaramadım. Ancak şunu da biliyorum ki doğru zamanı ve yeri bulduğumuzda biz de kök salıp meyve verebileceğiz.