Kullandıkları vasıta,eskiden olduğu gibi sadece ordu değildi.Bu defa,ilim,tedbir(düzen) ve desise(hile) de işe karışacaktı.Bu metodu tatbik ettiler.Misyonerlerin eliyle müslümanları hıristiyanlaştırmak mümkün olmayınca onları İslam'dan vazgeçirmenin usulünü keşfettiler:İslam tedrisatını tahrif etmek,sonra da onu bu bozuk şekliyle tekrar
Herkes kendisini ifade etmek için kelimeleri kullanıyordu. Ben hariç. Ve eminim ki tüm bu insanlar kelimelerin gücünün farkında değildi. Oysa ben farkındaydım.
Düşüncelerin kelimelere ihtiyacı vardır. Kelimelerin de sese.
Merhaba arkadaşlar. Okuduğum öykülerden oluşan ama son öykü hariç okumaktan keyif alabildiğim öyküler olduğu için okumayı tercih ettim. Şöyle bir bakış atarsak Nar Evi eseri için henüz bir önceki eserde şöyle bir yorum yapmıştık:
Nar Evi kitabına baktığımızda Genç Kral en dikkat çeken öykülerden biri olarak karşımıza çıkar. Çünkü yoksulluktan
Herkes kendisini ifade etmek için kelimeleri kullanıyordu. Ben hariç. Ve eminim ki tüm bu insanlar kelimelerin gücünün farkında değildi. Oysa ben farkındaydım.
Günün Sonu ~ Jewel E Ann #KitapYorumu
Selamlar, seveceğimi düşünmediğim ama çok severek okuduğum kitabın yorumuyla geldim.🪻
Jessica ve June ikiz kardeşler. Ailelerinin ölümü üzerine kendilerinide ölü göstererek yeni kimlikleriyle Jillian ve Jack olarak yaş ortalaması büyük, genellikle ailelerin yaşadığı bir kasabaya taşınıyorlar. Başta yan
Sürekli 1974 yılındaki o günü, hastane odasını, Hasan'ın dudak ameliyatından sonraki uyanışını düşünüyordum. Baba, Ali, Rahim Han onun yatağının çevresinde toplaşmış, bir el aynasında yeni dudağını inceleyen Hasan'ı izlemiştik. O odadakiler şimdi ya ölmüştü ya da ölmek üzere. Ben hariç.
Sonra, bir şey daha gördüm: Çizgili kumaştan bir yelek giymiş bir adam, Kalaşnikof'unun namlusunu Hasan'ın ensesine bastırıyor. Patlama babamın evinin bulunduğu sokakta yankılanıyor. Hasan asfalta devriliyor; karşılıksız bağlılığa adanmış yaşamı ondan ayrılıyor, hızla uzaklaşıyor; tıpkı kovaladığı, rüzgâra kapılmış uçurtmalar gibi.
Uzun zaman sonra bir Stefan Zweig kitabı okudum. Konusu kitabın arkasında yazıyor, o yüzden direkt yorumuma geçiyorum.
Kitabın yazarına bakmasam Stefan Zweig aklıma bile gelmezdi. Sanki onun kitabı değil gibiydi. Özellikle karakterlerde bir gariplik vardı. 60 sayfa olmasına ve çok karakter olmamasına rağmen kim kimdi uzun süre oturtamadım.
Olaylarda da bir karışıklık vardı gibi hissettim. Sanki olay akışına göre gidiliyordu ya da ben hikayenin içine tam giremedim bilmiyorum. Bir kopukluk varmış gibi hissettim.
Hepsinden önemlisi bence, çok uzun cumleler vardı. Sonu gelmiyor gibi. Sürekli virgül ya da noktalı virgülle devam eden cumleler. Bir yerde gerçekten çok bunaldım.
60 sayfalık kitaptan daha çok yorum atacağım diye korkuyorum. Bunlardan hariç genel olarak sizi sıkan bir anlatımı yok. Çok kısa sürede bitirebilirsiniz. Ben uzun cümle sevmedigim için bunaldım. Belki de siz seversiniz.
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111.3k okunma
Her şey dahil ve herkes dâhi! Artık böyle. Kimse aptal değil. Ve her şey toptan. Dünya artık bir tatil köyü. Hayatın yeni kuralı bu. Herkes her şeyi biliyor. Sadece ben bilmiyorum çünkü ben her şeyden hariç ve herkesten aptalım.