Neyi anlatsam, onu kaybediyorum. Hemen bir örnek verebilirim-bunu anlatayım bari: Dünyanın her yerinde hırsızlık vardır. Hırsız olmayansa pek azdır. Doğrusu ben görmedim. Herkes kadar gözüm vardı-ki bunu alçakgönüllülüğümden söylüyorum. Ne desem,hani olur ya günün birinde, deniz kıyısında kayalık bir yere gitmişsinizdir; elinizde bir şarap şişesi vardır; ayaklarınız çıplaktır; dalgaları seyretmişsinizdir. Ya da öyle bir şey hayal etmişsinizdir-pek farkı yok nasıl olsa… Boş bulunup birine anlatırsınız- ki başka türlü bir şey anlatılmaz- en geç iki üç gün sonra “Gel!” der, “sana bir sürprizim var.” Hâlâ alık alık bakarsınız, ve ayıptır söylemesi, bu yaşa gelmişsinizdir, hâlâ bir şeyler bekler, sürpriz bir şey olacak sanarsınız. (Tüm sürprizlerin!.. Sizden çalınanlarla gerçekleştiğini ve yeni bir şey gibi sunulduğunu unutup-size de müstehaktır ya, neyse…) Sizi, sizin kayalığınızdan daha alçak bir kayalığa götürür; elinize daha aşağılık bir şarap verir, ve “Hadi,” der, “hadi, mutlu ol.”
Yardım ederken diğerinin ihtiyaçlarını değil, kendi durumunuzu baz alın. "Onun neye ihtiyacı var?" sorusu, doğru soru değildir. "Ben ne verebilirim?" işte doğru soru budur.
Reklam
Gerçekten bir ego kastığınızda karşıdan bir şey beklediğinizde şunu düşünün ben kimim kime ne verebilirim seviyem ne ahlakım ne anlayışım ne gücüm ne : ) yani siz kimsiniz ki ne talep ediyorsunuz .
. Hocam ben hep şunu düşünürüm, hareket eden şu üç parmağın hesabını Rabbime nasıl verebilirim? Bu üç parmakla Allah için daha fazla ne yapabilirim? Biliyorum, hesap günü sadece yaptıklarımla değil, yapabilecekken yapmadıklarımdan dolayı da Rabbime hesap vereceğim... Beni sürekli canlı tutan hesap günü endişesi.... . Gülseren Gümüş
Sayfa 112 - Sahra KitapKitabı okudu
Sadece sen değil, “ben”e tutunan herkes benmerkezlidir. Tam da bu yüzden “benliğe tutunmak”tan “başkalarıyla ilgilenme”ye geçmek gerekir. … Sadece kendileriyle ilgilenen kişiler dünyanın merkezinde olduğuna inanır. Bu tür kişiler için başkaları sadece “benim için bir şeyler yapacak kişiler”dir. İçten içe şuna inanırlar: “Herkes bana hizmet etmek için var ve benim duygularıma öncelik vermeli.” “Hayatın ana karakteri” olmaktan “dünyanın ana karakteri” olmaya geçerler. Dolasıyla ne zaman bir başka kişiyle temasa geçseler, düşündükleri tek şey “Bu kişi bana ne verecek?” olur. Ama bu beklenti her durumda karşılanmaz. Çünkü başkaları senin beklentini karşılamak için yaşamaz. Sen bir topluluğun parçasısın, merkezi değilsin. … “Bu kişi bana ne verecek?” diye değil, “Ben bu kişiye ne verebilirim?” diye düşünmek gerekir. Buna topluluğa adanmak denir.
Sayfa 187Kitabı okudu
68 syf.
10/10 puan verdi
"İnsanın huzuru ve memnuniyeti dışarıda değil, içindedir. - Nasıl yani? - Sıradan bir insan iyiyi ya da kötüyü dışarıdan, yani atlı arabadan ya da bir çalışma odasından bekler. Düşünen bir insan ise kendinde bulur. (...) Marcus Aurelius, "Acı, acı hakkındaki canlı düşüncedir. Bu düşünceyi değiştirmek için irade gücü göster, onu silkip
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270.9k okunma
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.