Biliyorum güzelliğin yeraltı nehirlerine benzer
Biliyorum bir sır gibi güzelsin
Hani anlatılmaz duygular vardır
Hani şarkılar vardır
Sevip söyleyemediğimiz
Şiirler vardır unuttuğumuz
Aşina çehreler vardır hani
Zaman zaman hatırlayamadığımız
İşte sen o kadar güzelsin
Ve ben o kadar karanlıklar içindeyim ki
Şunlar ellerindir diyorum, tutamıyorum
Şunlar gözlerindir diyorum, bakamıyorum
Düşün, kahrımdan ölmeliyim artık
Ölemiyorum
İyi niyetli ama her şeyi soyut olarak anlasalar bile somut olarak asla anlayamayacak olan bu insanlara kendini fazlasıyla açmış olduğunu düşünerek, alt üst olmuş durumda ayrıldı oradan. Ben biliyorum -bu cümle ses haline gelmeden kazındı zihnine- ben iyi niyetlerle dolu refah içindeki bir hayatın ne anlama geldiğini biliyorum ama sen gerçek sefilliğin ne olduğunu hayal bile edemezsin.
Evliliklerde de mutlaka siyaset olmalı. "Sen sensen ben de benim!" diye odunluk yapmanın hiç lüzumu yok.
Zaten siyaset nedir? Söylediğine inanmasan da yapamayacak olsan da seçmeni mutlu etmek için bol keseden atmak değil mi? Tabii, evlilikte çok bol atmamak lazım.
Fazladan atarsan iki tehlikesi var: Birincisi, güven sarsılır; ikincisi, her an ense kökünde hesap sormak için eşinin nefesini hissedebilirsin. Ama dozunda ve ayarında bir siyaset mutlaka olmalıdır.
Seçim mevsimi yapılan siyasetlere bakın, yüzde birini evinizde uygulayın, mutlu olursunuz. Adayların tokalaşırken seçmenlere bakışını kopyalayın, eşinize öyle bakın; göreceksiniz.
yine ağustos gelse el ele versek
sen anandan kaçsan ben yalnızlığımdan yeni yoldan sazanli çaydan geçsek
güneşin bahçeleri emzirdiği saatte
susamışlar aşkına, kandım diyesi
uzun uzun öpüssek
"Benim her şeyi kendi bildiğim gibi yapmak
istemem mantıklı gibi görünürken, senin her şeyi bildiğin
gibi yapmak istemen çocukça görünüyor. Ben daha iyi
hissettiğim, sen daha iyi davrandığın zaman daha iyi bir
gün olacak. Ben her şeyi olduğu gibi görüyorum. Sen
her şeyi mantığının çarpıttığı şekliyle görüyorsun."
pişman değilim
ben bu teslimi düşünüyorum. bu acı teslimi
ben yazgımın haçını
öldürüldüğüm tepelerde öpmüşüm
ben pişman değilim
sevgilim benim, sen
gecenin soğuk sokaklarında
işte yine bu aşık gözlerinle yeniden bulacağın
başka bir benle söyleş
ve beni
göz altlarının sevecen çizgilerine kanacak olan
onun hüzünlü öpücüğünde anımsa
Böylesine sadık olup hüznümü artırma.
Gövden yapamaz belki ama,
bari düşüncelerinde ihanet et bana.
Ben artık Abelard değilim ki
Sen de Heloise olma.
Gücendir beni. Bırak yabancılaşayım.