+Seni hiç sevmedim.Sen benim için sadece eğlenceydin.
-Yeter.Ben bir şey yapmadım bırak beni.
+Seni kimse sevmeyecek...
-Bırak dedim.
+Bana kızma, seni, öz baban bile sevmiyorken ben nasıl sevebilirim ki?
Hani o iki kişilik dünyalar bizimdi
Hani sen iyiydin
Halden anlardın
Hani sen git demeyecektin bana
Ve ben her şeye rağmen gelecektim
İçimde bir umut
Ellerimde olgun meyveler
Dünya nimetleri
Gözlerimde yanıp yanıp sönen bir pırıltı
Ama ne sen gel dedin
Ne de ben gelebildim her şeye rağmen
Aşkımız ayrılıklarla başladı
"Spinoza da aynı şekilde, bizi çevreleyen ya da çevremizde olup biten tüm fiziksel şeylerin Tanrı ya da doğayı dile getirdiği görüşündeydi. Düşünülen bütün düşünceler için de geçerlidir bu. Yani düşünülen bütün düşünceler Tanrı ya da doğaya aittir. Çünkü her şey birdir. Tek bir Tanrı, tek bir doğa ya da tek bir töz vardır."
"İyi
Günahkâr kimse kalbinde bir ka- tılık ve göğsünde bir darlık hisseder, huzursuzluk ve psikolojik olarak bir rahatsızlık hali yaşar. Hatta sü- rekli huzurluk ve endişe içinde olur.
Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
"Kim de Zikrimden/Beni anmaktan yüz çe- virirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olur ve Biz onu, kıyamet günü kör olarak haşrederiz. O, 'Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben, (dünyada) görüyordum.' der. Allah şöyle bu- yurur: Öyle! Çünkü sana ayetlerimiz gelmişti ama sen onları umursamayıp unutmuştun. İşte bugün de sen aynı şekilde umursanmayıp unutulacak- sın.” (Tâhâ, 124-126)