Zihin seni sürekli değersiz, beceriksiz, işe yaramaz ve kaygılı düşünceler için tutuyor. Yaşadığım bir sorunu ya da sana yapılan haksızlığı, sadakatsizliği günlerce, haftalarca hatta yıllarca bile sürekli hatırlatıyor. Oysa sen onu yaşayıp bitirmiştin! Ve ben diyorum ki, ilk adım bu bataklık denen zihinden çıkmaktır. Yoksa zihin senin tüm yaşam enerjini alacaktır.
Sayfa 5 - Destek Yayınları
Fevkalade memnunum dünyaya geldiğime, toprağını, aydınlığını, kavgasını ve ekmeğini seviyorum. Kutrunun ölçüsünü santimine kadar bilmeme rağmen ve meçhulüm değilken güneşin yanında oyuncaklığı dünya, inanılmayacak kadar büyüktür benim için. Dünyayı dolaşmak, görmediğim balıkları, yemişleri, yıldızları görmek isterdim. Halbuki ben yalnız yazılarda
Reklam
- "Hiç ayrılmayalım!" Ayrılıkların çoğunluğu ruhun iklim şartlarından: Sen karasalsın, ben ılıman. Ayrılıkların azınlığı bitki örtüsünden: Sende kaktüsler var, bende plastik vazo çiçekleri.
"Ben gittim harf harf dağıldım / Sen tamamladın cümlemi."
Sonra ne gördüm bil bakalım! Bir uçurtma! İlk kez seninle birlikte görmüştüm geçen yıl. Ben ne olduğunu bilememiştim de sen demiştin uçurtma diye. Kocamandı senle gördüğümüz. Bizim goğümüzdeydi hem. Bu seferki o kadar büyük değildi. Ama maviydi onun gibi. Abiye dedim ki: "Bak uçurtma kaçmış!" "Hani bakayım! Nereden kaçmış?" "Bizim göğümüzden kaçmış. Ama onu sakın vurma!" Ağabeyin gözleri doldu ben böyle deyince. Bana simit aldı. Babam gibi. Ağabey uçurtmayı vurmadı. Belki annemi de vurmazdı. O uçurtma nasıl kaçmış İnci?
Reklam
"Sen şunu iç, ben seni manevi Romani yapacağım. İyidir bu iksir, Daki dey(Anneanne) ta nerelerden yolladı." O da kim diye sormadı Cihan. Bir yudum almasıyla tükürmesi bir oldu. "Iyy. İğrenç!" "İğrenç ha? dedi Balaban gayet sakin. Aniden çevik bir hareketle Cihan 'ın kafasını geriye yatırıp maiyi ağzından içeri boca etti. Yarı boğularak, yarı öksürerek neticede içti. " Ala "dedi Balaban. Yeleğinin cebinden uzunca bir mendil çıkarıp Cihan ın başına bağladı." Bu bahar ailemize dahil oluyorsun. Haydi hayırlı olsun! " O günden sonra bir hafta boyu içtiği iksiri sayesinde mi yoksa hiç sahip olmadığı sandığı talihi sayesinde mi bilinmez Cihan illeti nihayet yendi. Ölüm gelip yoklamıştı şöyle bir. Yanına almak istemişti. Sonra kim bilir hangi sebepten, bırakmıştı yaşasın.
Sayfa 246 - Doğan Egmont Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.Kitabı okuyor
Emile Zola’ nın Meyhane’ de söylediği gibi insan her şeye alışır öyle ya da böyle.
Sayfa 217 - Destek yayıneviKitabı okuyor
Bir şey sunulmuştu bana, bir hediye, bir meyve. Ama ben o meyveden tadamadım, gök erik gibi kaldı avcumda dün­ya. Şimdi ben uykusuzum, yalınayağım, kendimle meşgu­lüm. Kapımın önünde boş peynir tenekeleri, yağmur suyu biriktiriyorum. Kendi kendime, sanatçı tecrübe edineme­yen insandır, diyorum, bu dünyada hiçbir tecrübesi olma­yan insandır, ama şimdi sen karala bunun üstünü, yırt sen bunu, olmadı çünkü, olmadı işte. Nafile.
Sayfa 98 - İletişim Yayınları, 7.BaskıKitabı okuyor
Biz robotlaşırken, robotlar insanlaşıyor…
Sayfa 215 - Destek yayıneviKitabı okuyor
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.