İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da, işte kimisi üstünü iyi örtüyor. Ben de örttüm. O kadar kapattım ki kendim bile sormadım kendime.
Sayfa 198Kitabı okudu
Ben kimim gerçekten?
"Şu yaşıma kadar ben hep başkaları için yaşadım hocam. Sevil- mek, kabul görmek benim için o kadar önemliydi ki ve olduğum halimle sevilmeyeceğimden o kadar emindim ki ancak onların de- diğini yaparsam, onların sevdiklerini sever, onların dinlediği mü- ziği dinler, okuduğu kitabı okur, gittikleri yerlere gidersem beni severler sandım. Ama tüm bunlar için canımı dişime takıp çalışır- ken en önemli şeyi atladığımın sonradan farkına vardım: Başkala- rının beni sevmesi için bu denli uğraşırken ben kendimi hiç sev- memişim ki hocam... Hatta, daha da ötesi kendimi tanımamışım bile. 'Ben kimim?' sorusunun her şeyiyle bana ait bir cevabı yok bende."
Reklam
O zaman ben ben olamam ki! Ben ben olamayınca da sen beni sevemezsin, inan.
Sayfa 228
İslam'ı bir hayat tarzı halinde yürürlüğe koyma konusunda Müslümanlar arasında müşahede edilen yaygın, fakat bir o kadar da yanlış eğilimlerden biri İslam'ı her şeyden ve herkesten önce kendi hayatında yürürlüğe koymak olmalıyken, onun adeta kendi hayatının dışında bir yürürlüğü varmış gibi bir zehaba yer vermesinde görülüyor. Böyle bir beklenti içinde olmak, farkına varmadan, İslam'ın yürürlüğe girmesinde kendi üzerinde sorumluluk bulunmadığını sanmakla ilgilidir. Yani bir bakıma deniliyor ki, ben bu işin mücadelesinde yokum, fakat siz başarırsanız tabi olurum.. ... Allah dilerse her şey olur, ona kuşku yok. Fakat Al- lah'ın dilediği, emrettiği hayat yaşanmadıkça, Allah'ın hükmü insanlar arasında yürürlüğe girmez. İnsanı o hayat tarzını yaşamaktan Allah mahrum etmiyor, o kendi ken- dini mahrum kılıyor. Çünkü Allah, dinini tamamlamıştır. Fakat o din yaşanmadıkça onun yeryüzünde yürürlüğe girmesi ädetullahtan değildir.
Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Hangi halde olursan ol, ya da seni sevmeyen kişiler olsa da, sana yol gösteren “Başkalarına katkıda bulunuyorum” yıldızını gözden kaybetmediğin sürece yolunu şaşırmazsın ve ne istersen yapabilirsin. Sevilsen de sevilmesen de buna aldırış etmezsin ve özgürce yaşarsın. O zaman, burada be şu ânda içtenlikle dans edelim ve içtenlikle yaşayalım. Geçmişe de geleceğe de bakmayalım. Her ânı tam bir an olarak dans gibi yaşayalım. Kimseyle rekabet etmemize gerek yok ve varış noktasına da ihtiyaç yok. Dans ettiğin sürece, zaten bir yerlere varırsın. … “Ben” değişirse, dünya da değişir. Yani dünya sadece benim tarafımdan değiştirilebilir ve onu benim için başka kimse değiştiremez. Adler psikolojisini öğrendiğimden beri gördüğüm dünya bir zamanlar bildiğim dünya değil.
Sayfa 284
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.