Gerçek iletişim karşılıklı konuşmaktan daha fazlasıdır. Gerçek iletişim; muhatabımızın yapısını, ihtiyaç ve arayışlarını, algılama tarzı ve motivasyonlarını bilerek ve hesaba katarak buna uygun tarzda konuşmayı ve davranmayı gerektirir. Muhataplarımızın farklılıklarını dikkate almamak; hem bir tür bencillik hem de körlüktür.
Çevren nefret, aptallık, bencillik ve yıkımla sarılıysa nasıl yaşayabilirsin, neyi hedeflersin, ne dilersin? Eğer evin yıkıntılar arasındaysa, nereye kaçarsın, kendini nasıl kurtarırsın, huzuru nerede ararsın?
Sahip olmak" şeylere, nesnelere ilişkindir ve bunları görüp, tutmak ve de tanımlamak kolaydır. "Olmak" ise, yaşantılara ve bazı içsel süreçlere dayandığı için, dile gelmesi, tanımlanması- zor ve hatta imkânsızdır. Kişilik dediğimiz, dışa vuran yanları- mızı, yani taşıdığımız maskeleri tanımlamak mümkündür. Çün- kü bu, dışlaşmış bir
Soğukluk, umursamazlık, acımasızlık
"Zamana gelince: Savaşta ve savaştan sonra görülen her şey, daha önce de vardı. Şunlardı olanlar: Mutlak acımasızlık: 1. Olup bitenlere ses çıkartmamak. 2. Yalnızca araçların bilincinde olmak. Aynı nedenlerle bencillik. Zaman, yalnızca bir ur gibi parçalanıp gitti, o kadar. Her şeyi yüzeyin altında savaş öncesi romanda da göstermek gerekiyor."
- "Bu cehennemin en derin noktasında, artık bireyin bilincine varamadığı bir biçimde ve bir koninin sivrisi gibi, idealizmin aczinin şeytani bir tutumla görmezlikten gelinmesi yatmaktadır; bu tutum, zamanımızda yalnızca yozlaşmış insanın değil, fakat en güçlü insanın da bir özelliğidir..."
.
“AŞK edimi, örneğin, bir itiraftır. Bencillik orada gösterişli gösterişli bağırır, boş gurur kendini ortaya serer ya da gerçek cömertlik kendini açığa vurur. ”