Hüveytatlılar gittikçe işi azıtıyor, hükümetin aleyhinde cephe alıyorlardı. Müflihul Cehmani, aşiret reisi Ude Ebu Taya’nın, “Söyle Selahattin’e avucumla kanım içeceğim ve böyle yapmak için de Allah’a ahdettim” dediğini bana yeminler ederek söyledi. Müflihul, “O kadar rica ettim, aşiretin rahat durmuyor, bunun önüne geçin” deyince, “Ben
Bu esnada Suriye Arapları namına, Suriye Hey'eti Murahhasası olarak Lozan'a bir heyet gelmiş. Bunun namına Caberizade İhsan adında biri benden mülakat rica etti. "Gelsin!.." dedim. Yatak odamda konuştuk. Halepli ilk mebuslardan Nafi Paşa'nın oğlu imiş. Reşat'a (Sultan Mehmet Reşad) veya Vahideddin (Mehmet
Hüveytatlılar gittikçe işi azıtıyor, hükümetin aleyhinde cephe alıyorlardı. Müflihul Cehmani, aşiret reisi Ude Ebu Taya’nın, “Söyle Selahattin’e avucumla kanım içeceğim ve böyle yapmak için de Allah’a ahdettim” dediğini bana yeminler ederek söyledi. Müflihul, “O kadar rica ettim, aşiretin rahat durmuyor, bunun önüne geçin” deyince, “Ben
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
EŞTE ANNE, BABAYI ARAMAK
Yaptığım seanslarda erkek, kadın fark etmeden çok kişide karşılaştığım bir durumdur. Eğer bir erkek çocuk annesine hayransa, hayatına annesine benzer kişiler çekmeye başlar. Eğer bir kız çocuğu babasına hayransa, hayatına babası gibi kişiler çekmeye başlar.
Eğer bir kız çocuğu babaya öfkeliyse, yine hayatına babasını
İsterdim ki arkamdan gelsin, bize matahmış gibi sundukları dünyayı alsın eline, yere çalsın. Lütfettikleriniz size anca yeter, ben almayayım desin. Benden bu kadar, desin. Tamam artık bitti, desin.
Demedi.
1-) Sâd... Hakikatini hatırlatıcı Kur’ân!
2-)Bak kendilerini şerefli sanan o hakikat bilgisini inkâr edenler, hakikatlerinden kopuk bir yaşam içindedirler!
3-) Onlardan önce, nice nesilleri feryat figan içinde helâk ettik! Artık kurtulmaları mümkün değildi!
4-) O hakikat bilgisini inkâr edenler, kendi aralarından bir uyarıcının kendilerine
Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
“İlk ve son benim,
Benden başka Tanrı yoktur.
Benim gibi olan var mı? Haber versin.
Ezeli halkımı var ettiğimden beri olup bitenleri,
Bundan sonra olacakları söyleyip sıralasın,
Evet, gelecek olayları bildirsin!
Yılmayın, korkmayın!
Size çok önceden beri söyleyip açıklamadım mı?
Tanıklarım sizsiniz.
Benden başka Tanrı
“Dünya sizden nefret ederse, sizden önce benden nefret etmiş olduğunu bilin. Dünyadan olsaydınız, dünya kendisine ait olanı severdi. Ne var ki, dünyanın değilsiniz; ben sizi dünyadan seçtim. Bunun için dünya sizden nefret ediyor. Size söylediğim sözü hatırlayın: ‘Köle efendisinden üstün değildir.’ Bana zulmettilerse, size de zulmedecekler. Benim sözüme uydularsa, sizinkine de uyacaklar. Bütün bunları size benim adımdan ötürü yapacaklar. Çünkü beni göndereni tanımıyorlar. Eğer gelmemiş ve onlara söylememiş olsaydım, günahları olmazdı; ama şimdi günahları için özürleri yoktur. Benden nefret eden, Babam'dan da nefret eder. Başka hiç kimsenin yapmadığı işleri onların arasında yapmamış olsaydım, günahları olmazdı. Şimdiyse yaptıklarımı gördükleri halde hem benden hem de Babam'dan nefret ettiler. Bu, yasalarında yazılı, ‘Yok yere benden nefret ettiler’ sözü yerine gelsin diye oldu.
“Baba'dan size göndereceğim Yardımcı, yani Baba'dan çıkan Gerçeğin Ruhu geldiği zaman, bana tanıklık edecek. Siz de tanıklık edeceksiniz. Çünkü başlangıçtan beri benimle birliktesiniz.
(Yuhanna 15:18-27)
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:
bir şey daha var bütün yaptıklarından başka
niceleri geldi , neler istediler,
sonunda dunyayi bırakip gittiler.
sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler..
geçmis günü beyhude yere yâd etme,
bir
...Kitaplarımdan uzak kalmıştım. Yüzde seksen bildiklerimi unutmuştum. Üniversiteye gittim. Biyoloji hocalarının üçü de Almandı. Prof Veysig; zooloji, Haylbron ve Brauner ise botanik profesörleriydi. Bana hazırlanmam için bir ay vakit verdiler. Şimdi branşım ile ilgili kitapları bulmam ve almam gerekiyordu. Fakat kitapları alacak param yoktu.
‘Sonunda evleniyorum işte, kadın pılı pırtısı da olacak bundan sonra, patron mu ne işte, üzerinden tüyleri almak...’ Bu düşünceden doğal ne olabilir, bunun neresi korkutucu görünür? Bir geliyor, bir gidiyordu bu düşünce; elimde olmadan geliyor, bir anda zihnimi meşgul ediyordu. Bunu anlamak zorundasınız, çünkü insanın ruhunda ne düşünceler