Sümeyye

Sümeyye
@bendis_benim
Sümeyye tekrar paylaştı.
Yalnızlığımı gizlenerek yaşamaktan sıkıldım....özgürce nasıl yalnız kalınır ???
Reklam
Tekkelerde iki soru sorulurmuş. 1. Bugün gönül kırdın mı ? 2. Namazını kıldın mı ? Birinci soruya 'evet' diyene ikincisi sorulmazmış.
Her akıl kıymetli değil, akl-ı selîm kıymetli. Herkesin bir zevki var ama her zevk kıymetli değil; zevk-i selîm kıymetli. Herkesin bir hissi, bir duygusu, bir sezgisi var. Her his kıymetli değil, hiss-i selîm kıymetli. Hepsinin selim olması lazım. Selîm ne demek? "Hastalıktan, sakatlıktan, terslikten, acayiplikten kurtulmuş olmak." demek.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zifiri
"Gece tek başına acile giden hastayla, kendisine hiç el sallanmayan yolcu, aynı insandır aslında. Şarkıların temizleyemediği bir lekedir yol, baktıkça artar. Camlarda dünün hesaplaşması, kafamın içinde sayısız konuşma var."
Fıkra
Amerikalılar yeni bir uçak geliştirmişler.Bu uçağı denemek için Arabistan’a götürürler. Bir Arap pilotunu uçağa bindirirler ve uçak havalanır. Arap pilotu uçağı kullanırken 4 motordan biri patlar. Göstergelerde”Don’t panic.This is American technology” yazısı görülür. Pilot rahatlar. Daha sonra bir motor daha patlar ve göstergede aynı yazı görülür.Biraz sonra iki motor aynı anda patlar ve hiç motor kalmayınca Arap pilot panikler. Tam bu esnada göstergelerde”Don’t panic. This is American technology” yazısı görülür ve uçak kendi kendine rahat bir şekilde yere iner. Araplar şaşırır ve kendileri de böyle bir uçak yapmaya karar verirler.Yaptıkları uçağı Amerikalılara denetmek için bir Amerikan pilotunu uçağa bindirirler. Uçak kalktıktan birkaç dakika sonra bir motor patlar. Göstergelerde “Don’t panic.This is Arabic technology” yazısı görülür. Birkaç dakika sonra 2. motorun patlamasıyla aynı yazı göstergede görününce pilot “Ulan bizim uçağın aynısını taklit etmişler. Ne taklitçi adam yav bunlar” dedikten sonra kalan 2 motorda patlar. Uçağın kendiliğinden yere ineceğini düşünen pilot göstergede şu yazıyı görür. “Don’t panic. This is Arabic technology. Please repeat after me; Eşhedü ellâa ilâahe illallâah ve eşhedü enne Muhammeden abdühüü ve rasüülüh “
Reklam
Bu Komikti
Pazarlamacı, şef sekreter ve şirket müdürü bir öğlen paydosunda lokantaya doğru yürümektedirler. Parktaki banklardan birinin üzerinde sihirli bir lamba bulurlar. Lambayı ovalarlar ve gerçekten de lambadan Cin çıkar. Cin, “Aslında kişiye 3 dilek hakkı veriyorum ama sizler üç kişi olduğunuz için hepinizin birer dileğini gerçek yapacağım” der.  Şef sekreter arsızca atılarak “Önce ben” diyerek sıranın önüne yerleşir. “Bahamalarda, muhteşem bir sahilde tatil yapmak istiyorum. Tatilim hiç bitmesin ve hiçbir dert hayatıma girmesin” diye dileğini ifade eder ve hoop, ortadan kaybolur. Şimdi de pazarlamacı atılır ve “Şimdi sıra bende” der.“Hayallerimdeki kadınla Tahiti sahillerinde Pina Colada içmek istiyorum” der ve hoop, o da ortadan kaybolur. “Şimdi sıra sende” der Cin şirket Müdürüne. “Bu iki salağı öğleden sonra işlerinin başında görmek istiyorum” der müdür. Hikayeden çıkartılacak ders : Üstünüz olan birinin her zaman için önce konuşmasına izin verin.
Sümeyye
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Otuz Milyon Kelime
Otuz Milyon KelimeDana Suskind
8.5/10 · 3.866 okunma
Neyzen Tevfik ve hiçlik makamı
Gayet mütevazidir Neyzen Tevfik. Birgün Hocapaşa Camii’nin tabutluğuna gidip bir tabutun içine girer kapağını üzerine örter ve uyur. Dünya malına zerre tamahı yoktur. Kimseye minneti de yoktur. “Dünyanın en yüksek tahtına da çıksan yine aynı götle oturacaksın” der. Geçmiş günlere yananlara şöyle seslenir: “Geçen gençlik günlerine yanmayan Yok
Gecenin Ruhu
Tek üzüntünüzün kitabın son sayfasını okumak olmasını dilerim.
Reklam
Bir üniversite profesörü öğrencilerine şu soruyu sorar; – ‘Var olan her şeyi Tanrımı yarattı?’ Cesur bir öğrenci ayağa kalkar ve yanıtlar. – ‘Evet her şeyi Tanrı yarattı!’ Profesör sorusunu yineler ve öğrenci yine  ‘evet efendim’ diye yanıtlar. Profesör devam eder; -‘Eğer her şeyi yaratan Tanrı ise ve şeytan var olduğuna göre şeytanı da Tanrı
Dilenci deyip geçmeyin..
Hikâyeye göre bir kral, sabah gezintisi sırasında bir dilenciye rastlar. “Dile benden ne dilersen” diye soran krala dilenci gülerek, “sanki benim her dileğimi gerçekleştirebilecekmiş gibi soruyorsunuz” der. Kral bu cevaba şaşırır ve sohbet ilerler. “Pek tabii her dediğini yerine getirebilirim. Sen söyle bakalım, ne istiyorsun?” “Söz vermeden önce
İyiler her zaman kazanır
İstanbul’da yaşayan bayan öğretmen anlatmıştı. “Bir ara mahallenin birinde bir sokakta oturdum. Sokak çok dar olduğu için herkes içeride ne konuşursa dışarıda duyuluyordu. Bir kaç aksi komşu yüzünden sokakta kavgasız gün geçmezdi. Polis artık hergün düzenli sokağa uğrardı ya da yakın bir yerde bulunurdu. Bilirdi ki, zaten çağrılacaktı. Günün
Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar: Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz? Doktor: Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız? Adam: Ooo! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova, kaşık ve fincandan daha büyük. Hayır, der doktor. Normal bir insan küvetin tıpasını çeker!!! Gerçek akıl, sadece bize sunulan çözümleri seçmek değil, en uygun çözümü bulabilmektir.
Sümeyye
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Köprü
KöprüClaire Wallis
6.4/10 · 230 okunma
154 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.