Mim. (En büyük ebcedle): Üstadım’ın bana rüyâda, NECİB’in CİM harfinin, Necib’in mânâsını gösteren MİM harfi olduğunu söylediği, geçen sayıda anlatılmıştı: 676.
Telegram: (Yevmiye: 5 Şubat 1983... Sorulanı değil de, başka şeyi söylemeye misâl hâlinde, Ahmed Kabaklı’nın “İslâm nedir, Müslüman nedir?” suâline verdiği cevabın bir bölümü: “Bu makine gide gide öyle bir yere gidecek ki, bir âleme, beşerî hiçbir cehde yer kalmayacak hiç...” 17 Ocak’ta bana söylediği de şu: Benim bir misâlim var... Batı, makineyle, insan ruhunu burnundan mandallamıştır... Nefes aldırmıyor!): 676.
*
Mim. (En büyük ebcedle): 676= 1675.
Salih İzzet Erdiş: 1674= 675.
İstitrad: Bir söz söylerken, o fıkra içinde başka nakletmek: 675. Müdahil: Dâhil olan. İçeri giren. El atan. Müdahale eden: 675.
*
Temmuz 2012, MEVLİD KANDİLİ, TELEGRAM - CİNN, İbda Yay.
Bu literatürün hepsine ilişkin en büyük problem muhtemelen, başlangıçtaki
varsayımıdır: daha başlangıçta "toplum" diye adlandırılan bir şeye
tükenmez bir borcumuzun olması. Tannlara
Hoca, –bir yarışta–, eşeğe ters binmiş ve sebebini soranlara “arkada kalanları görmek için!” demiş... Çocuklara ve çocukça tebessüme müsait mizaçlara ilk ânda kendini benimseten bu fıkra, satıh idrakine mahsus kabuk kısmı aralanıp da içine girilince, tül tül açılan mânâ dehlizleriyle karşılaşılır... Ve Nasreddin Hoca’nın kendini cins yaratılışlara veren muhteşem idrakı, bütün ihtişamıyla parıldar!
Temmuz 2012, GÖZ - GÖRME - İDRAK, NASREDDİN HOCA’NIN EŞEĞİ, İbda Yay.