Türk'ün sözü zamana yazıyla raptetme geleneği, hayli köklüdür. Onun için ilk yazılı metinlerimizi Bilge Kağan, bengü taş yani "ebedî taş" olarak nitelendirir.
Tayyip'in en yakınındaki işadamlarından Zeynel Abidin Erdem'in yanında çalışan Fikriye Bengü Caymaz kimin kızı diye sorarsanız?
Cevap;
Oldukça basit!
Yaşar Büyükanıt'ın.
-Eşraf mı? Biz şerefi, devlet ricalinin eteklerini öpen- lerde, başkasının malına zulümle çökenlerde, işçinin ve tütüncünün hakkını yiyenlerde, mağazalarda çalıştırdığı kadınlara göz koyup esrar içirtip kirletenlerde, fakir halk- tan tonga başına para kesip köprü yapacağız, uçak alaca- ğız diyerek, bir de onları yiyen sözde devletadamlarında görmüyoruz. Bunlar mı eşraf Murat? Eşraf ha! Üç yıldır memleket inim inim inliyor açlıktan. Bafra'daki bazıları lüksünden, yaşamından hiç taviz verdi mi? Bengü'de bir kişi açlıktan ölmüş, duydun mu? Ama millete yardım et- mek için kurulan sözde Kızılay'ın başkanı, çok şerefli eş- raftan Safvet Bey, sekiz bin lira parasını hiç ediyor. Köy- lerde tahsildarlar milletin vergi borcuna, yol borcuna karşılık eşeğini öküzünü haczederken. Bir çift öküz on ikibuçuk lirayken o senin şereflilerin Kızılay'ın sekiz bin lirasını iç ediyor ve sen onlarla birlikte göbek atmıyorum diye benimle kavga ediyorsun.
Avrasya Yazarlar Birliği Türk Dünyasının yazar ve şairlerini bir araya getirmek için kurulmuş yarı resmi bir kuruluştur. Değişik toplantılar düzenler, Türk Dünyasından şahısları bir araya getirir. Bunun dışında 9 yıldan beri ayda bir çıkan Kardeş Kalemler adlı bir dergi yayınlar. Bu dergide her ne kadar bütün Türki dillere falan Türkçesi, filan
Bilge Kaan, Bengü Taşa kazımış: ‘… Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Kardeşim Köl Tigin ile iki şad ile ölesiye, bitesiye {çalışıp} kazandım.’ Bu cümleler katkının değil adanışın ifadesidir. Millî Mücadele’nin umdesi de aynı adanışı söyler: "Ya istiklal ya ölüm!” Bugün, içinden geçtiğimiz dönemde, Türk milliyetçileri olarak Türk milleti ile birlikte Türkiye’nin sessiz ve örtülü bir istila ile karşı karşıya olduğunu görüyoruz, görmekle yetinmiyor, bu sessiz istilanın bedelini Türk milletinin kasasından ödüyoruz. Oysa bugün Türk milliyetçisi olmak demek, emperyalist bir proje olan stratejik göç mühendisliğine karşı mücadele etmek demektir. Suriyelilerin Suriye’ye, vatanlarına dönebilmelerinin şartlarının oluşturulması için politik mücadele vermek, Türk milliyetçisi olmanın temelini oluşturmaktadır.
Çevredeki her köyde her eve ateş düşeli epey olmuştu. Senelerdir evlâtlarını çeşitli savaşlara göndere yollaya bitap düşmüş halkın yaralarına şimdi bu cihâd-ı ekber ilanı tuz biber ekmişti. Trablusgarb, Yemen, Balkanlar ve daha birçok uzak cepheye giden evlatları daha geri dönmeden şimdi yenilerini uğurlayacaklardı.
On gün sonra Kurban Bayramıydı. Koçları kurban etmeden kınalı kuzuları yola düşüyordu.
Bengü taşlardaki yazılar, Türk dilinin bilinen en eski metinleridir. Üçü büyüktür ve çok tanınmıştır: Köl Tigin, Bilge Kağan, Bilge Tunyukuk anıtları.
Bengü taşlarda Bilge Kağan ve Tunyukuk neler yaptıklarını anlatırlar. Bilge kağan’ın Türk milletine önemli uyarıları ve tavsiyeleri de vardır.
Bu anıtları yazanlar kendilerinen hep Türk diye söz ederler.
Adına dikilen bengü taşta kendisini Türkçe tanıtan, " Alp Urungu " adlı beg , bir Türk budunu yönettiğini söyleyerek yaşadıklarını anlatan yiğit , Türk ulusunun bir üyesi , soylu bir Türk begidir. Bu anıt Türk yurdunda , Göktürk'lerin egemen olduğu bölgede bulunmuştur. Okuyanlar , yabancı bilim kişileridir. Bu anıt , okuyanlarda büyük övgü uyandırmıştır. Çağlar ötesine ulaşma düşüncesi kutlu , eşsiz bir düşüncedir.
Bir Türk ulusu, bir kutlu kişi , adına dikilen bir taşla çağlar ötesinden seslenmektedir.
Bu düşünce çok büyük bir düşüncedir.
Bu, eşsiz bir görevdir.
Bu , Türk'ün yükseldiği kültür düzeyinin bir kanıtıdır.
Bilinmeli , okunmalı , düşünülmeli...
Alp Urungu , unutulmamalı !