Kendime tatlılıkla seslendim, bir anne gibi öğütler vermeye giriştim. Bu beni giderek daha çok etkiledi ve yorgunluktan tükenmiş halde ağlamaya başladım. Gözyaşlarından yoksun, yutulmuş hıçkırıkların eşliğinde sessiz, içten bir ağlayıştı bu.
Ünlü filozof Senek de şöyle yazmıştır: Bu kanıtlar beni çok etkiledi ve hayvan eti tüketmekten kaçındım. Bir yıl sonra işle­ rim kolaylaştığı gibi daha da zevkli hale geldi."
Reklam
Kitapta eski yoksulluğunu anlatırken birden ünlü ve zengin olmuş Martin Eden'in dediği şu laf beni çok etkiledi: "Neden karnımı o zaman doyurmadınız? Onlar o zaman yazılmıştı."
Sayfa 446Kitabı okudu
Çok acı çektim ben ve bu acı her türlü öğretiden daha çok etkiledi beni. Senin kalbinin eskiden ne halde olduğunu anladım. Eğildim ve kırıldım ama öyle umuyorum ki daha iyi bir şekle girdim.
Sayfa 544Kitabı okudu
“Onun ölümü bir dönüm noktasıydı. Beni, toplam on beş yıllık evliliğimizde yaşadığımız her şeyden daha çok etkiledi. Bunu itiraf etmekten nefret ediyorum ama karımın hayatında beni gerçekten etkileyen tek şey, ölümü oldu.”
Denize açılmaya karar vermemi sağlayan şey, John Barleycorn'un müritlerini götürdüğü ölüm yoluna dair ilk görümümdür. Berrak bir görüm değildi ama yine de zihnimden akan görüntülerin, giderek birbirine karışan iç içe geçmiş iki aşamadan oluştuğunu seçebildim. Çevremdeki insanlara ait bu görüntülerde bizim yaşantımızın ortalama insanın hayatına göre çok daha yok edici olduğunu görmek, beni hayli etkiledi.
Sayfa 101 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Doğu'da geçirdiğim yıllarda beni en çok etkileyen bu olay olmuştur. Bilirsiniz, fillerle yapılan ayinleri, maşlahlarla, ölü kafalarından kolyelerle süslü tanrıça Kali'yi... Üç beş kuruşa takla atacak rahipleri; bunları hiçbir zaman çekici bulmadım ben. Oysa, susuz bir havuz gibi serin, o aydınlık cami beni çok etkiledi."
Sayfa 167 - Şule yayınları , NERUDA
Konuşmayı unuttum; akıcı akıcı olarak konuşabilirdim, fakat sen daha çok küçükken konuşmayı bana yasakladın, tek bir itiraz yok tehtidi, ve hemen ardından havaya kalkan el o zamandan beri beni takip ediyor. Kekeleyen tıkanan bir konuşma tarzı bebimsedim. Bu bile senin için fazlaydı. Sonunda sessizliğe büründüm. Bu durum hayatımın her alanını etkiledi.
“İbn-Hazm beni çok etkiledi; aşkı, sağaltımı kendi içinde olan, başkaldıran bir hastalık olarak niteliyordu; çünkü bu hastalığa yakalanan insan sağaltılmayı dilemez; aşk acısı çeken iyileşmek istemez”
Sayfa 432Kitabı okudu
HİLTON
Ankara’da Ulucanlar Cezaevi, bir müze olarak halkın ziyaretine açıldı. Gezmesi son derece ağır bir müze, boğazınız düğümleniyor, geçmiş bir zamanda derin bir yolculuk yapıyorsunuz. Cezaevinde bir tabela dikkatimi çekti, tabelada “Hilton Koğuşu” yazıyor. Algılayamadım ne olduğunu. O tarafa yöneldim. Bu koğuş diğer koğuşlardan farklı olarak iki katlı ve üst kattaki penceresi küçük bir aralıktan dışarısını görüyor. Mahkûmlar bu özelliği dolayısıyla oraya “Hilton Koğuşu” demişler ve kabul görmüş... Koğuşun önünde durup gülümsedim, beni çok etkiledi. Bu, “buradan en zor koşullarda bile mizah yapabilen, umudunu kaybetmemiş bir mahkum geçti” demektir. Öyle ki, giderken izini bırakmış... Çoğumuz bunu başaramıyoruz. Zorluklarla karşılaştığımız anda, mutsuzluk duruma el koyuyor, gülmeyi bırakıyoruz, umudu siliyor ve çöküyoruz. Bana göre, dünyanın en güzel meziyeti, “her şeye rağmen gidebilmektir”. Bunu başardığında tutunacak dal buluyorsun, açık bir kapı aralığı görüyor, umut ediyor ve başarıyorsun. Yere düştüğünde utanıp, ağlayıp, sızlanıp mı yerden kalkacaksın, yoksa “nasıl da düştüm” diye gülüp, etrafındakileri de güldürüp öyle mi kalkacaksın? Sen karar ver...
Reklam
Bu beni çok etkiledi, çünkü onu sadece kısa bir süreliğine gör­müştüm ama onun kesinlikle eşim olacağını hemen anladım.
Annemin uzakta olması beni çok etkiledi. O andan itibaren, "sevgi" kelimesi her söylendiğinde güvensiz­lik hissettim. "Kadın" ile ilişkilendirdiğim duygu uzun zaman boyunca doğuştan gelen güvensizlikti.
Hayatım, komşularınız, doktorlarınız ve taksi şoförleriniz, ebeleriniz ve avukatlarınız olabilecek Müslümanlar sayesinde değişti, onlara rağmen değil. Düşünce liderleri ve çay üreticileriyle tanıştım. Topluma sadece ceplerinden değil, değerli zamanlarından da katkıda bulunanların zenginliği karşısında hayrete düştüm. Müslüman toplumunun büyükleriyle birlikte eski ince davranışları ve saygın hitabetlerine uygun bir şekilde oturdum. Arap çocuklarının kalbi eritebilen kıraatleri beni çok etkiledi. Onların cesareti ve kararlılığı, umutsuzluğa kapılmayı reddetmeleri, ben onlara bir yabancıyken dahi gösterdikleri comertlik sayesinde kalbim, isimlerin en güzeli olan Allah'ın evrensel sevgisiyle çarpmayı öğrendi.
Sayfa 314
775 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.