Karınca
﹤⳾ ⳾ ⳾﹡⊹﹡⳾ ⳾ ⳾ ⳾ ⳾ ⳾ ⳾﹡⊹﹡⳾ ⳾ ⳾ ⳾﹥ Ruhumdaki sabır, kalbimdeki aşkla kurdum Kor dantellerden bu yolu, ormanın altına Yeter ki oku onu. Senin gördüğün dudağımın kenarında duran dua, Ben ayaklarımın altındaki toprağa döktüğüm Gözyaşına inandım. Öyle uzun ki dünya Katlanmaya, kıvrılmaya, uzanıp çarşaf olmaya. Mümkündür yol yapmaya bir ömür, yol
Sayfa 15 - Metis Yayınları 9. BasımKitabı okudu
''Hala okuyor musun?'' ''Bir süredir okumuyorum.'' ''Niçin?'' ''Duvar'ı okudum. Kötü etkiledi o kitap beni. İşte, ne bileyim, sanki okumanın bana zararı oluyormuş gibi geldi. ''Başka kitaplar oku. Çivi çiviyi söker.''
Reklam
Kadına Öğüt! ve Kadının isyanı:
Havva'dan bu yana kadınlara öğretilen korku. "O sana bakmadı, sen onu duymadın, sana bir şey söylemedi. İndir gözlerini kızım ve yüreğinden ona lanet oku!" Ben susmak istemiyorum, gözlerimi indirmek istemiyorum, Avazım çıktığı kadar bağırarak lanet etmek istiyorum, Önce ben yaralarım beni yaralayacak olanı.
Sayfa 20 - YKY 7. Baskı - 2014Kitabı okudu
OTURMAYA MI GELDiK AYOL! - Haydi millet! Hazır mıyız bakalıımm? - Abi kaç kere sordun yal Hazırlar işte görmüyon mu? Kapı çarpsa, ses oldu diye herkes göbek atacak. İki saattir hazır mıyız da hazır mıyız. Yoklamamı çekiyon anlamadım ki... Oynamak isteyenler parmak kaldırsın diye de sor bari. - Onlar hazır olabilirler Kenan. Ben hazır değilim, bennn! O kadar genetik mühendisliği oku, iş bulamadık diye gel burada kaynanalara göbek attır, görümcelere gerdan kırdır, el âleme para yapıştırt. Hadi onu da geç, dünürün teki gelmiş benden ne şarkısı istiyor bak bak! Ayem sori ne sori, güzelim siye n'oliy? Düdüdüdüt dütdüüriy, herkes malı götüriy! Düşünebiliyor musun? Hem de benden. Kendimi şu an nasıl hissediyorum biliyor musun? Bildiğin hissetmiyorum. Kulağımla diz kapağımın yerini karıştırdım demin. Kulağın nerde desen, diz kapağımı gösteririm yani o derece. Uzuvlarım resmen terk etti beni. Çamaşır makinesinde teki kaybolmuş çorap gibi kaldım burada. -Öyle deme abi, dua et, yine ekmek parası kazanacak bir iş buldun. Bak dayımın oğluna, çocuk uluslararası ilişkiler okudu. Şimdi pazarda el örgüsü banyo lifi satıyor. Şükrüne gel. - Nasıl teselli oldum anlatamam Kenan. Çok sağ ol kardeşim. Bir tık ötesi Sünger Bob kostümü giyip beyaz eşyası dükkanı açılışlarında sokaklarda erik dalı oynamaklık bir mesleğim olduğu için dünyalar benim oldu șimdi!
Öcüüü! Hah ha!
Bazı korku tüccarları da bundan faydalanmaya çalışıyor­lar: Modernleşmezseniz böyle olursunuz diyorlar çamurlu kaldırım, dolmuşta arabesk, kaçak elektrik, kirli sakallı işsiz adamlar ve yalınayak çocuklar... Öcüüü! Sosyoeko­nomik sebepleri olan bu durumu İslam'la özdeşleştirme­ye çalışıyorlar. İslam'la ne alâkası var kardeşim? Müslü­man, bir kere okumuş adamdır, temiz adamdır! (İslam'ın ilk iki emri: 'oku' ve 'temizlen'.) Tek suçumuz şu: senin 'modernleşmek' dediğin şeye ben 'batılılaşmak' diyorum ve ayak diriyorum. Bu yüzden, ben yobaz oluyorum, sen uygar oluyorsun. Beni bu medeniyetsiz adamlarla bir tut­ma, rica ederim. Böyle yaparsan, bu yoz gecekondu kül­tünün de modernizmin marifeti olduğunu söylerim, apı­şır kalırsın. Bu sınıfsal farklılığı da sen ürettin, bilmiyor mu­yuz sanıyorsun. Kendini modern olarak tanımlayabilmen için, birilerinin azgelişmiş kalması şarttı zaten. Kendini 'öteki'ne göre tanımlamak zorunda olduğun için; çağdaşlaşmanın getirilerinden yararlanamamış bir güruha zaten ih­tiyacın vardı. Yani cumhuriyetin ilk yıllarında CHP'ye yanaşıp da memur olamamış, köşeyi dönmesini sağlayacak bir iş bulamamış, yani burjuvalaşmamış, fakir kalmış, eği­timsiz, öcü diye gösterebileceğin taşralı bir gecekondu sı­nıfı ürettin. Kim bunlar? Bir iki kuşak önce geleneksel ens­trümanları bırakmış; fakat modern kostümleri de üzerle­rine tam uyduramamış ara dönem ucubeleri. Kentlileşememiş garipler. Kızdırma beni, çıkartırım ipliğini pazara.
Her anne-babaya altından tavsiyeler
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları. Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler. Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil. Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır. Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil. Çünkü ruhlar yarındadır, Siz ise yarını düşlerinizle bile göremezsiniz. Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları Kendiniz gibi olmaya zorlamayın. Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur. Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar. Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar. Okçunun önünde kıvançla eğilin Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
Sayfa 233 - Doğan yayıncılık
Reklam
Artık hatırlanmaya değecek kadar bile kalmadın. Seni unutmak hakkım! Unutkan biri değilimdir ama sen bende hatırlanacak hiçbir şey bırakmadın. Benim unutulmuşum olmak bile güzeldir, bil. Aşk mı? Aramızda kaldı; içimizde değil… Yanlış aşkta doğru aranmaz. Ama yine de oku istiyorum. Cümlelerimde gizlenmiş duygudan ne anladığını benim nasıl yazdığım değil, senin nasıl okuduğun belirler. *Kör müydü gözlerin, nasıl göremedin* diye sordular senden sonra. Kör değildim. Ve hayatımda en çok iki kere parlamıştı gözlerim. Birincisi seni ilk gördüğüm, ikincisi giderken ardından baktığım gün. İlkinde aşkın ışığından, ikincisinde gözyaşlarımdan… O iki anın arasındaysa hep kapalıydı gözlerim. Aşkına inandığımdan. Kör değildim, sadece güvenmiştim! Not: Bugün seni düşünmeden yaşayabilmeyi başardığım ilk gün. Hadi topla seni benden. Kalbim seni uğurluyor. Al bu yara sende kalsın. Artık beni acıtmıyor.
Gerçek bir hayat hikayesi olarak değil, gülüp geçtiğin basit romanlar gibi oku beni. Bir iz kalsın ardımda, ama okunduğu anda unutulacak bir iz.
Sayfa 10 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ramazan Kur’an Ayıdır
“Kıyamet günü Kur’an gelir, ‘Ey Rabbim beni okuyanı süsle’der. Allahu Teâlâ ona keramet tacını giydirir. Kur’an; ’Ey Rabbim onu arttır’der. Ona keramet elbisesi giydirilir. Sonra ‘Ey Rabbim ondan razı ol’der. Allah ondan razı olur. Sonra ona denir: ‘Oku ve yüksel’ her ayete karşılık elli derece yükseltilir.” |Tirmizi, Darimi
Canım Aliye
"Mektubunu aldım. 'Ben fena kız değilim, senin meyus olamayıp saadetin için hayatımı şimdi fedaya hazırım!' diyorsun Aliye, bana böyle şeyler yazma… Sonra ben sana deli gibi âşık olurum. Mektubundaki 'Beni istediğim kadar sevmezsen ölürüm' cümlesini belki elli defa okudum. Ah Aliye, seni isteyebileceğinden çok seveceğim… Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz. İnsan muhitin bayağı, manasız, soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir. Bana en felaketli günlerimde kitaplarım arkadaş olmuştu. Fakat bu yetmiyor. Şiirlerimde de gördün ki kitaplara rağmen çok ıstırap çektim. Çünkü candan bir insanım yoktu. Sen benim yarım kalan tarafımı ikmal edeceksin… Uzun, çok uzun şeyler yaz… Seni hasretle kucaklarım benim birtanecik Aliye’m. Küçük resim öyle gözümü yumup bakacak gibi fena değildi. Sen en fena resimde bile güzelsin Aliye. Sen her zaman herkesten güzelsin…"
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.