Merhaba sevgili okur,
Tarih, kültür, siyaset, edebiyat ve felsefenin harmanlanarak dört karakter üzerinden, zaman atlamalarıyla anlatılan bir hayatın hikayesi, Var olmanın dayanılmaz hafifliği.
Yazar çokça yazar, eser ve besteciye atıfta bulunuluyor. Özellikle Tolstoy’un Anna Karenina’sı ve Beethoven’a dikkat çekiyor.
Kitabın felsefî tarafı isminde gizli. Yaşananların ağırlık ve hafiflik temeli üzerinden değerlendirilmesi söz konusu. Hayatı yaşanılır kılan nedir? Bu sorunun bir cevabı var mıdır? Varlık nedir? Doğru yaşam mümkün müdür?.. Soruları uyandı zihnimde.
Kitabın düşünsel tarafını bir yana bırakırsak pek de sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Çok büyük beklentilerle başlamıştım ama beklentilerimi karşılayamadı maalesef. Belki de bu kitabın hatası değildir, benim anlayışımla ilgilidir, bilemiyorum; zira herkesin çok beğenerek okuduğu bir kitap.
Biraz rahatsız edici bir okumaydı. Fazla açık olarak anlatılmış, cinsellik ve erotizm üzerinden ilerleyen bir kurgu vardı. Hele bir b*k meselesi vardı ki sormayın gitsin, aslında bu meseleler üzerinden anlatılmak istenen bir şeyler de var ama pek benlik bir anlatım değildi. Bu sebeple keyifli bir okuma değildi maalesef.