İlk zamanlar (kovulmadan, hor gorulmeden, hakarete ve ihanete uğramadan önce) ben de her insan gibi duygularını belli ederek yaşıyordum. Ta ki acımı kabul edene kadar. Ben kendi içimde yaşadıklarımı biliyorum. Bir insan yok benim hayatımda ki istemiyorum da zaten. Böyle oldu çünkü bu hale gelmeme sebepsiniz. Böyle mutluyum ben. Siz bahçe mi ekersiniz bağ mı dizersiniz bilmem. İlgilenmiyorum artık.
"Onun ışığı vurmazdan önce ölü bir nakıştım sadece taş duvarlarınızda. O, elindeki yay ile vurmazdan önce tellerime; hep aynı nameyi çalıp söyleyen, kendi sesine yabancı bir kuru rebaptım. Ben onun avucunda bağlar, bahçeler ağaçlar görür; deryalar gibi geniş, deryalar kadar berrak sular görürüm. Onun avucunda çıkan ağaçların gölgesinde dinlenirim. Lâkin siz bunların hiçbirini göremezsiniz."
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Kaçamadım
kaçamadım
kar oldum yüce dağlarda yağdım
saçlarına böyle vakitli vakitsiz
dağlarda karlardan çok ben üşüdüm
dururken hangi kucakta öylece siz
her akşam kim bilir kaç defa
kendimden kaçtım senden kaçamadım
ENFLASYON VE ALLAH
Enes anlatıyor: "Halk Muhammed'e müracaatla: "Ey Muhammed, fiyatlar yükseldi, bizim için fiyatları siz tespit edin" dediler. Muhammed onlara şu cevabı verdi: "Fiyatları koyan Allah'tır. Rızkı veren, artırıp eksilten de O'dur. Ben ise, hiç kimse benden ne kan ne de mal hususunda hak talebinde bulunmaz olduğu halde Allah'a kavuşmamı diliyorum." Süleyman Soylu fiyatları artıran Allah’tır diye boşuna dememiş. Her şey İslam’a uygun.
Kaynak: Ebu Dâvud, Büyü 51, (3451);
Tirmizî, Büyü 73, (1314).
Böyle güzel bir yaIya denk geldim:)
Garsonun Ünlü Edebiyatçılarla imtihanı 😊😊
GARSON: Efendim, sizleri burada görmek büyük mutluluk!
CEMAL SÜREYA: Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın?
GARSON: Anlamadım efendim?
CAN YÜCEL: Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun.
GARSON: Anlıyorum
Tavşanlar aslında o kadar da fena hayvanlar değilmiş (:
İlgimi çeken çoğu alanı, mesleğini yapabilecek kadar öğrenmeye çalışıyorum.
Bazen birinden sıkılıp diğerine koşuyorum, bazen diğerinden öbürüne. Sonrasında "Çok şeyi az çok öğreneceğine bir şeyi tam öğren." sözü geliyor aklıma. O zaman diyorum ki "Öğrenmek istediğim çok şey var, birinin derinine inince boğulma hissi veriyorsa -en
❗Birçok kimse, ben şeytanı dost edinmiyorum ki, itaat etmiyorum ki ben şeytanı desteklemiyorum ki, gibi sözler söyleyebilir.
Şu bilinmesi gerekir ki, kafirlerin desteklenmesi, onlara yardım edilmesi, onlara itaat edilemesi, küfürlerine rıza gösterilmesi, bayramlarına katılınması, onlara has olan şeylerin yapılması vb her şey şeytanı dost edinme
Yine mi ofke
Yine mi nefret
Yine mi ?
Hic anlamadıgim ve hic anlayamayacagim duygular
Nasil gelir yerlesirler hic bilmem
Bi kere ne kazandirir kisiye ne katar
Ne icin yer alırlar
Anlatsaniz da anlamicam
Ve siz beni bu yüzden ama sadece bu yuzden hic bilemiceksiniz
Ve bu sefer mimarı ben değilim
Umarım yeterince açıklayıcı olmuştur.!
Ben kendimi bu topluma ait hissetmediğim için sizinle aynı ahlak kurallarını paylaşmıyorum. Size beni ahlaklaştırma hakkını da vermiyorum. Mahalleniz de baskınız da beni bağlamıyor. Gittiğim yol, yol olmayabilir ki olmasın da zaten.
Yalnızlaştığım kadar özgürleşiyorum, katran dolgulu kalıplarınızı bana bulaştırmayın. Ben kendi ahlaksızlığımla başım dik olayım siz dikilen yerlerinizi indirme telaşında boğulun.
en küçük bir suçlamada bulunmak
Franz Kafka 
Dönüşüm sy. 66 alıntı: Kız kardeşi: "Sevgili anneciğim, sevgili babacığım," dedi ve söze başlamak için masaya vurdu, "Bu böyle devam edemez. Bunun belki farkında değilsiniz; ama ben farkındayım. Bu canavarın önünde ağabeyimin adını telaffuz etmek istemiyorum ve bu yüzden sadece şunu söylüyorum: Ondan kurtulmaya çalışmalıyız. Elimizden geldiğince ona bakmaya ve tahammül etmeye çalıştık, hiç kimse bize bu konuda en küçük bir suçlamada bulunamaz."
en küçük bir suçlamada bulunayım küçük hanım. siz kabullendiniz! en büyük suçunuz budur. maskeli "iyilikleriniz" sizi masum yapmaz. iyilik olarak yaptığınız gerçekten iyilik miydi küçük hanım? gregor böcek olduğunu düşünürken ona böcek gibi davranmaya devam etmekten başka ne yaptınız? onun insanlıktan çıkmasına yardımcı olmaktan başka ne yaptınız? kabullendiniz! sizin bu canavarlığınız önünde insanlığı telaffuz etmek istemiyorum ve bu yüzden sadece şunu söylüyorum: bu kitabı bitirmeli ve sizden kurtulmalıyım. elimden geldiğince sizi anlamaya çalıştım, hiç kimse bana bu konuda sizin haklı olduğunuz görüşünü savunmasın.
Mutluluk ve sorumluluk hissiyatını en inceden yaşadığım nadir anlardan...
Yine, yeni, yeniden...
Ben bugün kütüphaneci oldum❤ Siz değerleri okuyuculara yardımcı olmak için elimizden geleni yapacağız inşallah 🙏🌸
Şahsen bende çok büyük bir heves var, fantezi giyim için. Fakat siz odun erkekler kadına değer mi veriyorsunuz ki kadın size hoş görünmek için çabalasın? Sen sevişmek nedir sevmek nedir bilmeyen Türk erkeğisin. Bunları öğrenmeden kadınlardan beklemeyin. Tabii fantezi iç çamaşırı denilince Türk erkeğinin aklına tanga ve meme ucunu açıkta bırakan büstiyer geliyor ama durum bence bu değil. Tek bildiğiniz meme emiklemek, popo tokatlamak başka bir şey bildiğiniz yok. Ben de kuyruklu leopar olmak istiyorum, tavşan ponponlu popom olsun istiyorum, latex vatman şapkası istiyorum ama bunları yapabilecek erkek yok. Biraz sorunu kendinizde arayın, kıllı peluşlar. Teşekkür ederim.