Açık konuşmak gerekirse Gündüz Vassaf'ın "Cehenneme övgü" adlı kitabını bir çırpıda bitirdikten sonra büyük bir hevesle okumaya başladığım "cennetin dibi"nden ilk kitap kadar zevk alamadım. Bunun nedeninin yazarın da anlattığı üzere cehennemin, cennetten daha çok dikkat çektiği ve cennetin sıkıcı olmasına bağlıyorum ve büyük ihtimalle yazarın buyüzden 2. kitabı, ilkinden daha sıkıcı tuttuğunu düşünüyorum.
Sıkıcı dediğime bakmayın, Gündüz Vassaf'ın o bizi asla "yeter be, anladık ironik yazmayı seviyorsun da tadında bırak" dedirtmeyen, bol bol (acımasız) giydirmelerin bulunduğu sade ve anlatacağını tabiiri caizse mala anlatır gibi anlattığı dili ile eleştirdiği onlarca tema kişinin gerçekten ufkunu açıyor. Kitabı okurken sürekli "ben bunu nasıl fark etmemişim" dedirten, toplumum taaa gözünün içine sokula sokula yapılan ve hepimizin aslında "normal" olarak algıladığı bir çok eylemi bambaşka bir açıdan anlatarak okuyucuyu sürekli kendine bağlıyor. Her sayfa değiştirmemizde, anlatacaklarını merakla bekletmesi de kitaba akıcı bir dil kazandırıyor.
Eğer cehenneme övgü kitabı hiç yazılmamış olsaydı bu kitaba sıkıcı demezdim ama "cehennem", "cenneti" gölgesinde bırakacak kadar ihtişamlı olduğundan, bu kitaptan birkaç puan kırmak zorundayım.