Berin Softa

Berin Softa
@berins11
54 syf.
6/10 puan verdi
Zaman’ı diğer bir kahraman olarak ele alan yazarın 5 hikayesi bulunan bu kitap, dil anlamında bana yakın hissettirmedi. Yaşları ilerlemiş, belki de 80’lerinde olan karakterlerin geçmiş yaşamlarını irdelemeleri ve onlarla yüzleşmeleriyle gelişen hikayelerin kurguları oldukça göreceli anlatım stillerinden dolayı akıcı gelmedi bana. Sürekli bir bilinçakışı içerisinde gerçekleşiyormuş gibi gelişen hikayelerde zaman kavramı ise genelde belirsizdi, biraz geçmiş, biraz şimdiydi. Zaman ve yaşlılığı, İtalya’nın Trieste’sinde geçen mekanda var ederken, okuyucuları her seferinde hikayelerin orta, hatta son noktalarına davet ediyordu yazar. Bu süreçte ben ise kendimi hikayelerden dışlanmış ve sonunu okuyup başını tahmin etmem gerekirken buldum. Yer yer güzel alıntılar bulabileceğiniz bu kitap, yine de zaman ayırmaya değer. Ancak, eğer okuyacaksanız sakin bir kafayla okumanızı tavsiye ederim. Yoksa bunca zaman göreceliliği kavramlarını yakalamakta güçlük çekersiniz.
Krems’te Bükülü Zaman
Krems’te Bükülü ZamanClaudio Magris · Yapıkredi Kültür Yayınları · 074 okunma
Reklam
64 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kısacık bir hikaye olsa da öylesine akıcı bir dil kullanmış ki Balzac, okumadan geçenler pişman olacaktır. Keşke Paris’te gezmeden önce okusaydım ve onca müzeyi gezerken resimlere bu şekilde detaylı bakabilmeyi öğrenseydim diyorum. Bundan sonraki müze gezilerimde resimlere nasıl bakacağımı görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum!
Gizli Başyapıt
Gizli BaşyapıtHonore de Balzac · Can Yayınları · 20223,776 okunma
344 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Vicdan
Soseki’den okuduğum ilk kitap olan Üç Köşeli Dünya’dan yola çıkarak bu kitap içerisinde de bir tür batı esintileri olmasını bekliyordum. Beklemediğim ise bu kadar sade bir dil ve kısa bölümlerle fazla başlık oluşturulmuş olmasıydı. Oldukça sade ve akıcı bir dil kullanmış olan Soseki bizlere genç bir öğrencinin, öğrencilik hayatı içerisindeyken
Gönül
GönülNatsume Soseki · İthaki Yayınları · 20221,570 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kayığıma Binip Dağlara Geri Dönüş
Bu eseri beğenmem hakkında bir sürü düşünce yazabilirim aslında. Kitabın son sayfalarına(hatta her bölüm sonlarına ayrı notlar aldım) yazdıklarımı temize çekebilirim ama hazır hissedemedim. Modernleşen toplumdaki Japon sanatçılara dair olan ilgim İshiguro sonrası Dazai ile devam etmişti ve şimdi Soseki ile zirveye ulaşmış hissediyorum. Okuduğum her sayfada görüntüyü hissettim zihnimin köşelerinde ama aktaramam. Bir görüntüyü dile dökmek, ressamımızın söylediği gibi zor. Kendisinin zihnine bakmak istemedim, onun renklerin ahengine nasıl bir bakışla baktığını bilmek istedim. Kendisi de bu görüntüleri dile aktarmakta zorlandığı için bu kadar betimleme vardı belki de. Biri bana bu kitabı sorarsa anlatamam çünkü görüntülerden ibaret zihnimde. Naif bir esinti gibi geziniyor alnımın ortasında. Modernleşen topluma trenlere bindirilip naklediliyoruz, evet haklıydı Soseki. Kendi çitlerimiz içinde özgür olduğumuz söyleniyor ama çitlerin dışına çıkmamız yasak, yine haklıydı Soseki. Bu dünyadaki sınırlılıkları görüp bunlara dair bir endişe duyabilmek adına cahil olmamak değil, sanatçı bir ruha sahip olmak gerektiğini hissettim bu eser ile beraber. Sanatçı, dünyayı olabildiğince sade görmeli. Sağduyu, mantık çerçevesini bırakıp doğanın onu götürdüğü yerlere bakabilmeli. Bunun için de o çitlerin üstünden atlamalı. Sonra da diğer çitleri geçebilmeli. Kolay değil. Ruhuma oldukça dokunan bir eser oldu. Bittiği zaman daha net hissettim. İçim de bir sürü dağ, deniz, çiçek manzarası var. Biraz da trenlerin siyah dumanı karıştı ama birazdan kayığa geri binip dağlara yol alacağım.
Üç Köşeli Dünya
Üç Köşeli DünyaNatsume Soseki · İthaki Yayınları · 20221,058 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Klasikler, isimleri ya da sayfa sayısının fazlalığından korkmaktan ziyade, herkese hitap eden ve okuması oldukça basit ve keyifli olan eserlerdir. Bu eseri de küçük yaşlarımdan beri duymama ve mest edilmesine rağmen elime bir türlü alamamıştım. Şimdi ise, Puşkin ile tanıştım ve Dostoyevski tonlarına benzer renklerle tanışmanın hazzını yaşıyorum. Rus edebiyatının yalınlığı ve içtenliği benim için her daim bir numara olacak sanırım. Karakterlerin mütevazi ruh halleri, kendi duygularıma temas etmemi sağlıyor. Grinyov’un Şvabrin tutuklanırken ya da Maşa’yı onun teslimiyetinden almışken başını eğmesi ve gıpta yapıyormuş gibi görünmemeye çalışması kısımlarındaki tek cümlelik betimlemeler, benim için bu karakterin en büyük analiz cümleleri oldular. Türklerdeki gibi Ruslardaki güçlü kadın karakterler de Rus edebiyatına yakınlık duymamı arttırıyor bence. Elbetteki rollerin sınırları var toplum içerisinde ancak kadınların da söz hakkı olan konular var. Yüzbaşının karısının siyasi işlere de dahil olması ve akıl danışılacak birinin olması, sonrasında ise Maşa’nın nişanlısını kurtarmak için tek başına yolculuğa çıkması da bunlara güzel bir örnek. Okumaktan keyif aldığım, birinci dilden okumanın hazzını doyasıya yaşadığım bir eser oldu.
Yüzbaşının Kızı
Yüzbaşının KızıAleksandr Puşkin · Yapı Kredi Yayınları · 202029,5bin okunma
Reklam
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ozu’dan Tokyo Story esintisi gibiydi. Birinci şahıstan aktarılan hikaye, Ono’nun hayatının son zamanlarını ele almasına rağmen bizleri sürekli kendisinin geçmiş hayatında yolculuğa çıkarıyor. Bir anda farklı bir anıya geçmiş bir şekilde kendinizi buluyorsunuz ama olayın akışı sizi hiçbir şekilde sarsmıyor. Öylesine bir anlatımı var ki sizi daha fazlasını okumaya teşvik ediyor, böylece hikayedeki boşlukları tamamlayabiliyorsunuz. Zevkler Mahallesinden hocasıyla vedalaştığı tepeye kadar her bir mekanı birer karaktere dönüştüren yazarın yeteneği, metaforların kullanımında da kendisini gösteriyor. Kimsenin göremeyeceği bir yere kaldırılan tablolar, unutulmak istenen hatıralar, yıkılan evler, betonlaşmış binalar. Japonya’nın savaş sonrası geçirdiği dönemi ele alan tarihi yapılandırma, Amerikan etkilerinin geleneksel Japon kültüründe sebebiyet verdiği büyük değişimi yansıtıyor. Torununun Japon samuraylarını değil de Amerikalı kovboyları sevmesi en çok dikkat çeken unsurdu belki de, bu iki kültürün iç içe geçmesindeki. Böylesine naif bir kitabı tanımlayabilecek daha fazla kelime bulamıyorum. Sanki akıp giden bir nehirdi bu kitap, üstüne güneş ışınları düşen. İyi okumalar.
Değişen Dünyada Bir Sanatçı
Değişen Dünyada Bir SanatçıKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 2018578 okunma
622 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Belki de beni en çok etkileyen kısmı, herkesin kendinde bir parça da olsa Oblomovluk bulabilmesidir. Bu kadar evrensel bir karakteri 1800lerde yazmak dahiyane geliyor. Bana göre birçoğumuz Oblomov olmaktan korkuyor ve onun gibi olmamak için çaba harcıyoruz, en azından harcadığımızı düşünüyoruz. Şu dönemde tam bir Oblomov olmak belki söz konusu
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,6bin okunma
72 syf.
6/10 puan verdi
Her ne kadar Schiller’ın psikolojik incelemeleri ve yansıtmaları karakterleri üzerinde başarılı olsa da bu etkiyi edebi diline yansıtmakta eksin kaldığını hissettim. Kitabın arka kapağında yazılanları görmeseydim hikayeleri anlamakta daha büyük güçlük çekerdim. Kitap hakkında ön bilgi almadan da okuduğum zaman anlamayı tercih ederim. Öykülerindeki dil alışık olduğumuz bir hikaye anlatımına sahip değil. Öncelikle yazarın kendi düşüncelerini belirttiği ve sonrasında hikayeyi kendisinin aktarmaya başlaması ile devam ediyor. Ancak sonunda ise anlattığı hikayedeki karakter bitiriyor. Bunlar biraz kafamı karıştırdı ve akıştan kopardı diyebilirim. Yine de okuması kolay ve aslında güzel anekdotlar bulunan bir eserdi. Tarih okumalarından kendisine ilginç gelen anekdotları alarak araştırmaları sonucunu bizlere hikaye şeklinde aktarmaya çalışmış. Belki de güçsüz kalan kısımlarından biri de buydu: hikayenin tamamını bilmiyordu, hatta sadece yazılı birkaç kısmını biliyordu ve bunlara ekleme yapmamaya gayret ediyor gibiydi. Böylece hikayeleri kesik ve eksik kalıyordu. Yine de tavsiye ederim, sonuçta kısa ve akıcı bir kitap. İnsanların içlerinde yaşadıkları ikilemleri ve psikolojik gelişimlerini gerçekten görebiliyor ve yaşamları ile bağdaştırabiliyorsunuz. Bu konudaki tutumu oldukça gerçekçi ve tatmin ediyor. Hatta hikayeleri daha detaylı olsaydı epey tatmin bile edebilirdi çünkü ele aldığı karakterler dolu kişilerdi.
Ihlamurlar Altında Gezinti
Ihlamurlar Altında GezintiFriedrich Schiller · Can Yayınları · 2021721 okunma
56 syf.
5/10 puan verdi
Kitabı yanlış bir zamanda mı okudum diye düşünmeden edemedim çünkü olayın içine girebilmiş hissedemedim kendimi. Olayın nerede, ne zaman, kimler arasında geçtiğinin belirtilmediği ağır betimlemeler ve uzun cümle yapıları ile başlamıştı eser ve devamında da olay örgüsünden ziyade bu uzun cümlelerin betimlemeleriyle devam ediyordu. 12. sayfaya geldiğimde “aha tam bir şeyler anlatmaya başlayacak ve şimdi anlamaya başlayacağım, sadece daha öncesinde belirsiz bir başlangıç yapmıştı ama şimdi sanırım olayın başını anlatacak.” diyerek kendimi avutuyordum. Oysaki hikayenin bu konudaki monotonluğu durmaksızın devam etti. Ara ara hikayenin olayını hafif öğreniyor gibi oluyorduk ama her seferinde geri çekiliyordu. Betimlemelerin karışıklığı yetmezmiş gibi, isimlerin de karışıklığı mevcuttu bence. Genel olarak içine girip duygularını yaşayamamaktan üzüldüğüm bir kitap oldu. Sevilebilecek güzel alıntıları varken hiçlikler ile kitabı bitirdim, zor oldu benim için. Anlatılmak istenen olay örgüsü gerçekten heyecan verici ve tüyler ürperticiyken ve hatta bir olayın “perde arkası”nın anlatılmasının metaforunun hoşluğuna rağmen beklediğim enerjiyi alamadığım bir eser oldu.
Perde Arkası
Perde ArkasıBarbey d'Aurevilly · Can Yayınları · 2021220 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Tarihi edebiyattan öğrenmek
Yine oldukça cesur, merak uyandırıcı ve harekete geçirici bir edebi eser Wilde’dan. Okuduğumun ne kadarının gerçek ne kadarının kurgu olduğunu sorgulamadığım bir sayfa bile olmadı. -Gerçek bir birey olan- Tyrwhitt’in Shakespeare’nin Soneler eseri üzerine olan teorisini hikayeleştirmiş Wilde bu eserinde ama bunu yaparken kullandığı dil hem bizi bir
Bay W.H.’nin Portresi
Bay W.H.’nin PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 2022270 okunma
Reklam
690 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Psikoloji ve Ben
Bu kitabı okumaya başladığımda ilk sayfaları adli psikoloji içeriyordu sanırım. “Suçlu” olarak atfedilenlerin davranışlarının asıl sebeplerinin araştırılması benim psikoloji ile olan ilk bağımdı. İlerisindeki telepati gibi parapsikolojik ögeler ise beni nöropsikolojiye kadar sürükledi. Kitaptan hatırladıklarım çok az ancak Valentinus’u hatırlıyorum ve beni ne kadar etkilediğini hissedebiliyorum. Bu kitap hakkında hatırladıklarım belki fazlasıyla kurgu ancak hissettiklerimden yola çıkarak bu kitabın benim için- psikolojiye yönelmem için ne kadar önemli olduğunu anlayıp hatırlayabiliyorum.
Empati
EmpatiAdam Fawer · April Yayıncılık · 201932,7bin okunma
975 syf.
·
Puan vermedi
Ben ve Harry Potter
Lise 1 ya da 2’ydim sanırım ve derste sıra altından bile okurdum Harry Potter serisi. Bu kitaba kadar gelmek zor olmamıştı, akıcıydı ve çocukluğumu çağrıştırıyordu. Bu kitap da heyecanlı başlamıştı benim için, birçok kez Siriud içeriyordu. Ancak o son 100 sayfası olmalı, gözyaşlarımı akıtmaktan bitirememiştim. Kitaba bir ay kadar ara vermiştim ve elime başka kitap da almamıştım. Kitabı hep yanımda taşıyordum ama açıp okumaya çalıştığımda gözyaşlarım durmuyordu. Sirius ölüyordu çünkü. Benim belki de baba yerine koyduğum Sirius ölüyor ve bu seri artık onsuz kalıyordu. Filmdekinin aksine, kitapta epey anılıyordu Sirius. Kitabı belki bitirmişimdir, belki bitirmemişimdir; hatırlamıyorum. Bu yüzden bu kitap okuduğum son Harry Potter kitabıdır. Filmlerin geri kalanını da 3-4 sene sonra izleyebildim ancak.
Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Harry Potter ve Zümrüdüanka YoldaşlığıJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 202026,2bin okunma