Ben ne yaşadığımı bilmiyordum. En basitinden ne için vardım ki ne için öleyim? Ne için var olayım ki ne için yok olayım? Her iki kutuba da; yaşama ve ölüme küsmüştüm,arasında kalmıştım...
Nietzsche kitaplarında stoacılara karşı "sözde doğacılar" diyerek çok net bir şekilde eleştirmiştir. Ona göre Stoacılar doğanın temsilcisi değil dinlerinin temsilcisi olmuştur.Okurken çok gülmüştüm çünkü gerçekten de eleştirisi başarılıydı.
Yaşama sövmek ve yaşamı övmek. Ne kadar zıt gözüküyor değil mi? Peki yaşama sövmek yaşamı övmeye yani yaşamsal ve yaşamda olana ait değil midir aynı zamanda!
Bunca ön yargıyı bir tarafa bırakıp Nietzsche'nin Tanrıyı neden öldürdüğünü sorduk mu kendimize? Bu adamın derdi neydi diyebildik mi hiç? Birçoğumuz deli ilan edip geçiştirdik gözlerimizde o adamı!