Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dereler ve bitkiler gibi, ruhlar da bir başka yağmura gerek duyuyordu: umut, inanç, yaşam amacı. Bunlar olmazsa, beden yaşamayı sürdürse bile ruh ölüyordu.
Reklam
Sonuçta ölüm neydi ki? Bir an sürecek bir olay, daha fazla değil. Acı duyacak bile olsa, hemen bitecekti.
Yaşamının amacının ne olduğunu sordu kendi kendine ama buna bir cevap bulamadı.
+ Sen bir peygambersin, sesleri sen de duydun ve bu dünyanın ötesinde bir dünya olduğunu biliyorsun. - Belki de o dünya, benim düş gücümün bir ürünüdür. + Tanrı'nın işaretlerini gördün. - Belki de benim düş gücümün bir ürünüdür. Aslında, somut olan tek şey, ortaya koyduğum iddia: Bütün bunların çok yüce bir yerden geldiğini söyledim kendi kendime.
+ İnancına hayranlık duyuyorum. - Hayranlık duyma, çok inançlı olduğumu da sanma. Ben, kendimle iddiaya girdim. Tanrı'nın var olduğunu iddia ediyorum.
Reklam
Tanrı'nın düşüncesi, bizim ne olduğumuzla ve ne düşündüğümüzle her zaman bağdaşmaz, ama ben, O'nun bütün bunları yapmakta bir nedeninin var olduğundan eminim.
"Ruhlarımız ölüm dehşetine tutsak düştü, oysa dışarıda güzel bir gün var."
"Sen korkuyorsun. Oysa ben yazgımı kabullendim," diye yorumladı Levili. "Dışarı çıkıp bu can çekişmeye son vereceğim. Dışarıdan kulağıma ulaşan her çığlıkta, kendi saatim geldiğinde başıma geleceği düşünerek acı çekiyorum. Buraya kapandığımızdan beri en az yüz kez öldüm, oysa tek bir kez ölebilirdim. Mademki öldürüleceğim, bari en kısa sürede olup bitsin o iş."
"Mademki Tanrı her şeye kadir, O'nu sevenleri neden acılardan uzak tutmuyor? Kendi düşmanlarına zafer ve güç kazandırmak yerine, neden bizi kurtarmıyor?"
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.