Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Rümeysa SONER

Rümeysa SONER
@KitapOkuyan_birii
Gök Tanrı'm korusun Yer anam Umay yardımcımız olsun Yer yarılıp otlar çok olsun Evimiz konağımız olsun Ahırı hayvanla, ailesi canla dolsun Türk gençlerinin yolu açık olsun Her zaman Tanrı'm korusun, yardımcımız olsun
Öğrenci
Şimdilik lise mezunu
Ankara
28 Şubat
335 okur puanı
Eylül 2022 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
"Demek ki, yalnız bir tek kelime, mukaddes ve mübarek Türk kelimesidir ki, bu kargaşanın içinde doğru yolu görmemize sebep oldu."
Reklam
Rümeysa SONER tekrar paylaştı.
şiYir.. (=
rica, icra, iltica ve irtica, mısra sonunda a’lar yarım kafiye. beş yüz kredi çektim milyon olarak geri alacak banka, milyona tokiden aldığım kutu daire ömürlük sayfiye. -düzelecek durumumuz, döneceğiz eskiye, yeni açıklanan paketimiz can verecek ekonomiye. minvalinde konuşuyor makam koltuğunda oturanlar, nisan, olmazsa mayıs, olmadı sonraki ay
İslamcılar, Kara Taş’ı öpmenin Safa ile Merve tepeleri arasında koşup şeytanlara taş atmanın, putperestlikle ilgili bir şey olmadığını söylerler. Onlara göre Kara Taş’ı öpmek bir taş parçasına tapmak değil, Tanrı’ya ve Muhammed’e saygı göstermektir. Ve güya Müslümanlar, Kara Taş’a taparlarken bir taş parçasına değil, bu taşın temsil ettiği şeye tapmaktadırlar. Kuşkusuz ki, her konuda olduğu gibi, bu konuda da İslamcıların bu saptırmalı mantığını anlamak kolay değildir. Eğer bu mantığa sarılacak olursak, bu takdirde, Lat, Menat ve Uzza gibi eski Arap putlarına tapan Arapları haklı bulmamız gerekmez mi? Bu taşlar da, onlara tapanlar bakımından “ilahiliği” temsil etmiyor muydu? Kara Taş’ı kutsal bilip ondan medet ummak Müslüman kişi için nasıl bir “manevi değer” ölçüsü sayılıyor idiyse, Lat, Menat ve Uzza gibi taş ya da ağaç parçasının temsil ettiği ilahiliğe tapan Arabın da değer ölçüsü aynı kertedeydi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Muhammed, Hicret’in sekizinci yılında Mekke’yi ele geçirdikten sonra, her ne kadar Kabe’nin içinde bulunan putları -ki sayılarının 360 olduğu söylenir- yıktırsa da, “Hacer-i Esved”e dokunmadı. Dokunmak şöyle dursun, Müslümanların bu taşı, kutsal bilip bir bakıma tapınak edinmelerini sağladı. Hac amacıyla Kabe’ye gidenler için bu taşı okşayıp okumayı, ondan yarar sağlanacağını ummayı, adeta dinsel bir eylem kıldı. Taş parçası niteliğindeki bir şeyi öpmenin, okşayıp okumanın putperestlik olmadığını öne sürmek güçtür. Nitekim, halifeliği döneminde Ömer b. Hattab, Kara Taş’ı öpme geleneğini sürdürmenin pek uygun olmadığı görüşündeydi; çünkü, henüz putperestlikten yeni kurtulmuş Arap toplumunun Kara Taş’a tapmayı Arap putperestliğinin bir kalıntısı bileceğinden ve muhtemelen eski zihniyete döneceğinden korkmaktaydı.
Fakat, bir yandan böyle yaparken, diğer yandan Kabe’nin doğu köşesinde bulunan “Hacer-i Esved”in -ki Kara Taş diye bilinir- “kutsal” niteliğini sürdürmüştür. “Hacer-i Esved” şimdi üç büyük ve birkaç küçük parçadan bir araya getirilip taş bir çemberle çevrilidir; çemberin etrafında da gümüş bir halka bulunmaktadır. Söylendiğine göre, Kabe’nin kutsiyeti “Hacer-i Esved”den ileri gelmiştir; çünkü, eski Araplar, Lat, Uzza ve Menat adındaki putlar yanında asıl “Hacer-i Esved” adındaki bu taşa taparlardı. Daha doğrusu Safa ve Merve adıyla anılan iki tepe arasında koşup şeytanlara taş atarlar ve “Hacer-i Esved”i (Kara Taş) öperlerdi. İslam kaynaklarından öğrendiğimize göre, Muhammed, Hicret’in yedinci yılında umre ziyaretinde bulunmak üzere Mekke’ye gitmek için, Kureyşlilerden izin istemiş ve ziyareti sırasında Kara Taş’ı öpmüş, elleriyle okşamış ve yarıkoşar adımlarla etrafında üç kez dolaşmıştır. Daha sonra Mina Dağı’nı sağ tarafına alarak “Cemre” mahalline yönelmiş ve yedi çakıl atmak suretiyle şeytanları kaçırttığını bildirmiştir.
Reklam
Ancak, Muhammed, yine bu aynı Kur’an’ı, batıl inançlara yer veren hükümlerle doldurmuştur. Verilebilecek örnekler pek çok; bunlardan birkaçına göz atmakla yetinelim: Kur’an’da, puta tapmanın “batıl” olarak tanımlanmasıyla ilgili ayetlerden biri şöyledir: “...Allah ‘Hak’kın ta kendisidir. Onun dışında taptıkları ise, batılın ta kendisidir. Gerçek şu ki, Allah, evet o, uludur, büyüktür” (Hac Suresi, ayet 62). “Put” denen şey, bir tahta ya da taş parçası olabilir. Nitekim Muhammed’in “cahiliye” diye adlandırdığı dönemde Arapların tapar oldukları putlar arasında “al-Lat”, “al-Uzza” ve “al-Menat” adıyla bilinenleri ve daha niceleri vardı; bunlardan “Lat” dört köşe bir taş, “Menat” ise Mekke ile Medine arasında bulunan el-Kudeyd mevkiindeki siyah bir kaya parçasıydı. Muhammed, kendisini “peygamber” olarak ilan ettiği tarihe (kırk yaşına) gelinceye kadar, Arap geleneği gereğince, bu putları (özellikle “Uzza”yı) ve ayrıca Kabe’deki Kara Taş’ı (Hacer-i Esved’i) kutsal bilir ve bunlara tapardı. Hatta İbn Kelbi gibi kaynaklardan öğrenmekteyiz ki, “Uzza” putuna kurban adadığı olurdu. Ancak, putlara tapma geleneğini engellemeden Arapları tek bir Tanrı’ya ve dolayısıyla Tanrı’nın “elçisi” olarak kendisine baş eğdirtmenin mümkün olamayacağını düşündüğü içindir ki, putlara tapıp saygı göstermenin “batıl” nitelikte şeyler olduğunu söyleyerek Kur’an’a. ayetler koymuştur (örneğin, Necm Suresi, ayet 19-23)
Rümeysa SONER tekrar paylaştı.
112 syf.
8/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Feministler Koşun
Ve feministlerin ağzının suyu aka aka okuyup, naralar aatcağı bir kitabın daha sonuna geldik. Bu dünya üzerinde hangi ülkede veya yerde kadın el üstünde tutulmuş ki? Yok öyle bir yer. Cennet inancı olanlar bile bilir, KADININ ORADA BİLE YERİ YOK! Biz kadınlar her zaman ikinci hatta üçüncü sınıf vatandaşız. Ve bunu kadınlardan daha çok erkekler
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,3bin okunma
Rümeysa SONER tekrar paylaştı.
Hangi memlekette erkekler, kadın yardımını küçük görmüşlerse, o memleket mahvolmuştur.
Biliyorum, kolay değil yaşamak; Ama işte Bir ölünün hâlâ yatağı sıcak, Birinin saati işliyor kolunda. Yaşamak kolay değil ya kardeşler, Ölmek de değil; Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.
Giderim, deniz çeker; Deniz çeker, dünya tutar. İçkiye benzer bir şey mi var, Bir şey mi var ki havada Deli eder insanı, sarhoş eder?
Reklam
Bedava yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava; Dere tepe bedava; Yağmur çamur bedava; Otomobillerin dışı, Sinamaların kapısı, Camekânlar bedava; Peynir ekmek değil ama Acı su bedava; Kelle fiyatına hürriyet, Esirlik bedava; Bedava yaşıyoruz, bedava.
Bakakalırım giden geminin ardından; Atamam kendimi denize, dünya güzel; Serde erkeklik var, ağlıyamam.
Gün olur, başıma kadar mavi; Gün olur, başıma kadar güneş; Gün olur, deli gibi...
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz; Çiçekler gürültüyle açar; Gürültüyle çıkar duman topraktan.
Ölünce kirlerimizden temizlenir, Ölünce biz de iyi adam oluruz; Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış, Hepsini unuturuz.
Ölürüz diye mi üzülüyoruz? Ne ettik, ne gördük şu fâni dünyada Kötülükten gayri?
Reklam
Bakma fakirmişim, kimsesizmişim; – Akşamüstüne doğru, kış vakti – Benim de sevdalar geçti başımdan. Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış; Zamanla anlıyor insan dünyayı.
4.954 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.