Beste Ulus

Olağandışı bir biçimde, modern bilimin söylediği gibi Incil’de (14:18) de anne babaların günah, suç veya sonuçlarının, üçünci ve dördüncü nesilin çocuklarına kadar etkileyebileceği iddiaları öne sürülmektedir. Özellikle New Living Translation'da, "Tanrı çok zor sinirlenir, o sonsuz sevgiyle doludur ve her günahı, isyanı affeder fakat suçu affetmez. O, anne babaların günahlarını: çocuklarına yükler, bütün aile -üçüncü ve dördüncü nesillerdeki çocuklar da dahil olmak üzere- etkilenmektedir." denir.
Sayfa 52
Reklam
Travmanın geçmişten uzanarak yeni bir kurban seçme gücü vardır.
Sayfa 43
Jung, bilinçli olmayan ne varsa, kader olarak deneyimlenecektir, der.
Sayfa 24

Reader Follow Recommendations

See All
Bizim küçük Anadolu şehirlerimizde bu müzmin evlenme hastalığı daima hüküm sürmektedir. En kuvvetliler bile bir-iki sene dayanabildikten sonra bu amansız mikroptan yakalarını kurtaramazlar ve kör gibi, önlerine ilk çıkanla evleniverirler. Tabii bu evlenmede herhangi bir müsterek hayattan ziyade, erkek için evde bir kadin bulunması; kız için de "münasipçe bir kısmet" varken kaçırılmaması düşünülmüştür. Bu izdivaç mikrobu evlendikten sonra faaliyetine başlar : Evvelce birtakim emelleri olan, yükselmek, kendini göstermek, eser vermek isteyen adamlara bir kalenderlik, bir lakaytlık gelir. Evde meram anlatmaya asla imkân olmayan, seviyesi, ahlak telakkisi, dünyayı görüşü ve itiyatları büsbütün ayrı bir mahlukla daimi bir beraberlik insanı dış hayatta da bedbin yapar ve bütün insanlardan şüpheye düşürür.
Sayfa 14
Fakat minareden kopup bütün o meydanlardaki insanların yüreklerine bir kanca gibi takılan bu feryat onu kendinden geçirdi. Bu sesle dinin bir alakası yoktu. Böyle olmasa San Hafiz da, pek dini bütün olmadığını bildiği ve camide ancak bayramdan bayrama gördüğü Salähaddin Bey için, bu kadar candan haykıramazdı. Burada Allah filan da yoktu; ölen bir insana, ölümü bütün dehşetiyle duyan bir insanin hitabı vardı. Ara sıra yeisle incelip titreyen, bazen tevekkül ve teslimiyetle ağırlaşan ve pesleşen bu sesleri, şimdi evinin bahçesinde dimdik uzanan kaymakam muhakkak isitiyor ve anıyordu. Yusuf bundan emindi. İhtimal cevap da veriyor ve Sarı Hafiz bunun için ara sıra böyle daha ateşli, daha manalı haykırıyordu. Yusuf yanı başındaki kavak ağacının kütüğüne dayandı. Her tarafi titriyor ve şu anda ölüm karşıdında ürperen bütün dirilerin tercümanı olan Sarı Hafiz'la bahçedeki ölü arasında cereyan eden mükâlemeyi dinleyerek dehşete düşüyordu.
Sayfa 193
Reklam
Hayatta hiçbir sey ona kiymetli görünmemiş, peşinden koşmak, erişmek, sahip olmak arzusunu vermemişti. Etrafina daima bir yabancı gözüyle bakmış, hiçbir yere bağlanmak arzusu duymamış, bu yalnızlığının gururu içinde memnun olmaya çalışmıştı. Şimdi ilk defa bir şey istiyor, hem de korkunç bir siddetle istiyordu. Fakat niçin bu istek bir imkânsizlikla beraber gelmişti? Niçin hayatının bu en büyük arzusunu, şimdiye kadar belki yine içinde, fakat en gizli yerlerde saklı duran bu arzuyu, hapsedildiği yeri parçalayarak ortaya çıkar çıkmaz, öldürmeye mecbur kalıyordu?.. Niçin? Kimin için?..
Sayfa 99
Düşündüm: “Yaşamda bir an geliyor, tanıdığın insanlar arasında ölüler canlılardan çok oluyor. Ve beyin başka yüz hatlarını, başka ifadeleri kabul etmeye yanaşmıyor: rastladığı bütün yeni yüzlere eski izlerin damgasını vurup her birine en uygun maskeyi buluyor.”
Sayfa 139
Yalan, sözlerde değil şeylerdedir.
Sayfa 106
Kentler vardır, yıllarla ve değişerek arzuları biçimlemeyi sürdürürler; kentler vardır, ya arzularca silinir ya da arzuları siler, yok ederler.
Sayfa 81
Yolcu sahip olduğu tenhayı tanır, sahip olmadığı ve olmayacağı kalabalığı keşfederek.
Sayfa 76
301 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.