" Herkes akıllı, herkes bilge, herkes her şeyi biliyor "
"Zeki olmak, sivil kıyafetler giymek, boynunuzda devasa bir yaka ya da kafanızda modern bir şapka takmak demek değildir. Aydınlar halkın beynidir. Halkınız sizi iyi bir eğitimden sonra iyi bir maaş alın, akşamları kafelerde iskambil kâğıtları ve domino taşlarının başına oturun diye yetiştirmedi. Bu durumda aydın değil, aydın çamurusunuz. İnsanların zihninin, iradesinin, enerjisinin, insanların vicdanının alarmı olmalısınız. Halkı uyandırın. Köylülere, işçilere, şehirli alt tabakalara nasıl daha iyi yaşayacaklarını, nasıl daha iyi bir yaşamın kurucuları olabileceklerini öğretin." "İnsanlara yaşama değer vermeyi, onu korumayı öğretin. Onlara sert Suomi'mizde bile her köylü ve işçinin iyi, sağlıklı ve makul bir hayat yaratabileceğini söyleyin." "Onlara nasıl çalışacaklarını, basit de olsa sağlam bir evin nasıl yapılacağını öğretin. Hem çocuklarının hem kendilerinin sağlıklarına özen göstermelerini öğretin. Onlara mutlu bir aile hayatı kurmayı öğretin. Bir erkeğin karısına bir kadının kocasına nasıl davranacağını, çocuklarını nasıl yetiştireceğini öğretin. "İnsanlara doğruluk, duzen ve vicdanlı olmayı, sevmeyi ve düzene saygı duymayı öğretin. Hem kendisinin hem de diğer insanların haklarına saygı duymayı da. İnsanlara kendiniz örnek olun."
Reklam
milyonlarca insanın bedeni, fikri ve ahlakı çürüyor da, hiçbir kimse bu kötü kokuyu duymuyor. Herkesin koku duyma yeteneği bozulmuş veya herkes artık bu kötü kokuya alışmış, bunu doğal bir durum zannediyor.
Gürültünün büyük bir kısmını, ulus kavramını yanlış anlayanlar ve ulusun anlamsız veya zararlı da olsa her şeyi korunmalıdır diyenler yapıyorlardı.
Birçok konudan dolayı halka hücum ederler ve onu küçümserler. Her zaman ve her yerde söylenir: “Halk sarhoştur, tembeldir, çalışmak istemez. Halk kabadır, açgözlüdür, zalimdir.” Fakat bu sözlere şunu da eklerler; “Halk bütün büyüklüğünü sabır ve dayanıklılıkta göstermektedir. Aç kalır, soğuktan donar, pislik içinde yaşar ama şikâyet etmez, bunlara katlanır.”
Leo Tolstoy gayet doğru olarak şu sözleri söylüyor: ‘Hayattaki düzensizliklerin en büyük nedenlerinden birisi şudur ki, herkes hayatında sadece refaha ulaşmayı arzu eder, fakat bizzat çalışmak sayesinde hayatını daha iyi bir şekilde düzene koyma ihtiyacını duymaz.’ Herkes, hayattan bir şey almak ister, fakat ona bir şey vermek istemez. Birçok kimseler toplum hayatına asalak olarak atılırlar. Hayatın anlamını başkalarını sömürmekte ve başka kimselerin sırtından geçinmekte ararlar.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.