Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ancak edebiyat öğretmenimiz, Dostoyevski'nin romanlarının da polisiye türün içinde değerlendirilebileceğini söyleyince, bu türü merak ettim." "Dostoyevski mi?" diye sordum. "Tabiî ya" diye araya girdi Kenan. "Ben de Suç ve Ceza'yı polisiye roman gibi merak içinde bitirmiştim. Öğretmenin doğru söylemiş Katyuşa." "Karamazov Kardeşler de öyle değil mi?" diyerek Nihat da onayladı Kenan'ı. "Orada da olaylar bir babanın öldürülmesi ekseninde gelişmiyor mu?" "Hiç öyle düşünmemiştim... Haklı olabilirsiniz. En kısa zamanda Suç ve Ceza'yı yeniden okuyayım bari. Aslında ben daha çok klasik polisiyeyi severim. Agatha Christie'nin, Georges Simenon'un yazdıklarını... Ha tabiî konuları Amerika'da 1930'larda geçen Dashiell Hammet, Raymond Chandler gibi yazarların dedektif romanlarına da bayılırım."
Evet, demişimdir herhalde..." "İşte onu soracaktım sana..." "Anlamadım, neyi soracaktın?" Nihat durdu.. "Ufff kafam karıştı be...
Reklam
Bu kadar saçma sapan bir dünyada, bu kadar mantıklı olmaya çalışmanın ne yararı var?
insanoğlunun yaşamı, boyunca keyfince günahlar işleyip ahdini bozduktan sonra, ömrünün son günlerinde, kurnaz bir tüccar gibi kendisine yaltaklanıp af dileyeceğini düşünmemiş olabilir miydi? Belki de insanoğlunun bu basitliği hoşuna gidiyordu. Belki böylece kendi gücünün farkına varıyordu. Yaratıcı'nın buna ihtiyacı var mıydı? Belki de bizim bu küçük kurnazlıklarımıza bakıp gülüyordu. İnsanoğluna eğlence, şaka duygusunu veren o olduğuna göre, ondan daha muzip, ondan daha esprili başka biri olabilir miydi?
..-senin bir ruh doktoruna görünmen gerek..
Reklam
Bu kadar saçma sapan bir dünyada, bu kadar mantıklı olmaya çalışmanın ne yararı var?
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.