Husseri, Nietzsche'nin de indiği aynı düşünce uçurumuna inmiştir. Ikisi de akılsallığın kendisinin akıldışı bir seçimden başka bir şey olmadığının farkındaydılar.
Tek gerçek dünyanın, fiilen algı yoluyla verilen, her zaman deneyimlenen ve deneyimlenebilir olan bir dünyanın -günlük yaşam dünyamızın- yerini, gizliden gizliye matematiksel olarak inşa edilmiş ideallikler dünyası almıştır.