Allah yolundaki Salihlere şu dört şey gereklidir: Birincisi: İçinde bidat olmayan sahih bir inanç. İkincisi: Sonrasında tekrar günaha düşmeyen samimi tövbe. Üçüncüsü: Hasımlarını razı etmek, onların sende bir hakları kalmamasını sağlamak. Dördüncüsü: Allah’ın emirlerini yerine getirebilmeye yetecek kadar şeriat ilminden öğrenmek, daha sonra kendisiyle kurtuluşa erişilen diğer ilimleri tahsil etmek.
Düsüncesini ve niyetini bidat hevâ ve bağnaz fikirler üzerine bina eden, gizli düşünceler, niyetler açığa çıktığı gün Rabbini ne zanneder?! Bahanelerin ve mazeretlerin fayda vermediği bir günde Kur'ân'ı terk edip ona sırt çevirenlerin acaba O gün mazereti nedir?!
Reklam
Her Müslüman birey, bid’at ve hurafelerden arındırılmış İslâm anlayışına dayalı bir imana, bu imanın gereği olarak da düzgün bir ahlâka sahip olmalıdır.
Velâ-Berâ (Dostluk ve Düşmanlık) ve Bidatçilere Karşı Tavır
Alî bin Ebî Subh diyor ki: “Biz, bir düğün yemeğindeydik. Derken Ahmed bin Hanbel gel- di. İçeri girdiğinde evdeki üzerinde resim olan sandalyeye baktı ve hemen çıktı. Ev sâhibi peşinden koştuysa da o eliyle yüzünü silke- leyerek “Mecûsî âdeti, Mecûsî âdeti” diyerek çıkıp gitti. Böylece Mecûsîlerin örf ve âdetlerini taklid eden düğün sâhip- lerini kınayarak meclislerini terketti. “Merrûzî diyor ki: “Ahmed’e yolda giderken kamet verildiğini işiten birisinin (söz konusu kişilerle) beraber namaz kılıp kılama- yacağı sorulduğunda dedi ki: “Senin işin bayağı kolaymış! Ama bi- datler çoğaldığı zaman tanıdığın kimseler dışında kimsenin arka- sında namaz kılma! Öğrencisi İbrâhîm bin Hâni diyor ki: “Ben Ebû Abdillâh’a, kendi bidatine davet eden bidatçi birisiyle oturup oturulmuyacağını sordum. Ebû Abdillâh şöyle dedi: “Onun- la oturulmaz ve konuşulmaz, umulur ki bu vesîleyle tevbe eder.” Hanbel bin İshâk ise onun şöyle dediğini işitmiştir: “Hiç kimsenin bidat ehliyle oturması, onlarla içli dışlı ve samim olması doğru değildir
Sayfa 73 - NedaKitabı okuyor
Bir dönem insanlar İslâm'a ait olmayan şeyleri İslâm'a kattı. İslâm'dan olmayan bir takım yabancı unsurlar İslâm'a girdi. Böylece onun güzelliği bozuldu, berraklığı çamura battı. Bidatlar yayıldı. İnsanlar, "Bidat-ı Hasene" adıyla ve "Hayrın ziyadesi hayırdır" sloganı altında, Allah'ın kitabında indirmediği şeyleri İslâm'dan kabul eder oldu. Hz. Peygamber (sav), dinde ilaveyi yasaklamıştır, nitekim ilaveyi kabul eden, eksilmeyi de kabul eder. Kamil olan, ne ilaveyi ne de eksilmeyi kabul eder. Allah (cc), dinini tamamlamıştır, kimseden ziyade kabul etmez. "Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim." Dine ziyade getirmek isteyen kişi sanki Allah (cc)' düzeltiyor ve dinin nakıs olduğunu iddia ederek, onu tamamlamak istiyor.
İmanını Koru...
Kim bu kitapta bulunanları ikrar eder, onlara iman eder, onları rehber edinirse, onların bir harfi hakkında bile şüphe etmez, onların bir harfini bile inkâr etmezse; işte o kâmil manada Sünnet ve Cemaat Ehli'dir. Sünnet onda kâmil olarak bulunmaktadır. Kim de bu kitapta bulunanlardan bir harfini inkâr eder ya da onlardan bir harf hakkında şüpheye düşerse veya duraksarsa, işte o bidat ehlidir.⁴²⁷ Kim Kur'ân'ın bir harfini ya da Rasûlullâh (sav)'den gelen bir şeyi inkâr ederse ya da bunlar hakkında şüphe ederse Allâh'ın huzuruna inkârcı olarak çıkar. Şu hâlde Allâh'tan kork! Sakın! İmanını koru!
Sayfa 179
Reklam
Mahlukatın en şerlisi bidatlerdir. Her kim bir bidat sahibine yardım ederse o kimse islamiyetin yıkılmasına yardım etmiş olur.
“Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün bize namaz kıldırdı? Sonra (yüzünü cemaate) çevirerek son derece etkili bir vaazda bulundu? Öyle ki (bu vaazın etkisinden dolayı) gözler yaşardı, kalpler ürperdi? (Sahabelerden) biri, ‘Ey Allah’ın Resûlü! Bu öğütler sanki bir veda konuşmasıdır; bize ne tavsiye edersiniz?’ dedi? Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ‘Size, Allah’a karşı takvalı olmanızı ve başınızda Habeşli bir köle olsa bile (onun emirlerini) dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Zira sizden hayatta kalanlar benden sonra birçok ihtilaf görecek. Öyleyse size; sünnetimi ve hidayet üzere olan Hulefâ-i Râşidîn’in sünnetini hatırlatırım. Bunlara uyun ve sımsıkı sarılın. Sonradan çıkarılan şeylere karşı da son derece dikkatli ve uyanık olun. Zira her yeni çıkarılan şey, bir bid’attır. Her bid’at ise sapıklıktır!’ buyurdu?” ...
Eser Ehli İle Bid'at Ehli...
Kendin için Allâh'tan kork Allâh'tan! Esere (rivayete), Eser Ehli'ne ve taklide sarıl. Zira din taklitten ibarettir. Yani din Nebî (sav)'yi ve ashabını taklit etmekten ibarettir. Bizden öncekiler bizi bir karışıklık içinde bırakmadılar. Öyleyse onları taklit et ve rahat et. Eserin ve Eser Ehli'nin ötesine geçme. Kur'ân'daki ve hadislerdeki müteşâbihlere gelince dur, onlarla hiçbir şeyi kıyaslama. Kendi kafandan kendisiyle bidat ehline reddiye vereceğin bir hile arama. Çünkü sana onlara karşı sükût etmen (konuşmaman) emredildi. Onların seni etkilemelerine izin verme! Bilmez misin ki Muhammed Bin Sirin bütün faziletine rağmen bidat ehlinden bir adama tek bir mesele hakkında bile cevap vermemiş ve ondan Allâh azze ve celle'nin Kitâbı'ndan tek bir ayet bile dinlememiştir. Kendisine bunun sebebi sorulduğunda da "Onun ayeti tahrif etmesinden ve böylece kalbime bir şeyin düşmesinden korkuyorum" demiştir.
Sayfa 160
Eğer hak üzere ve kendinden önceki Sünnet Ehli'nin yolunda sebât etmek istersen; kelamdan, kelamcılardan, cidâlden, tartışmadan, kıyastan ve din hususunda münazara yapmaktan uzak dur. Zira onların sözünü kabul etmesen bile onlara kulak vermen kalpte şüphe meydana getirir ki bu (batılı) kabul olarak yeter. Böylece helak olursun. Hangi zındıklık, hangi bidat, hangi heva, hangi dalâlet ortaya çıkmışsa mutlaka kelamdan, cidâlden, tartışmadan ve kıyastan kaynaklanmıştır. Bunlar bidatlere, şüphelere ve zındıklığa açılan kapılardır.
Sayfa 159
Reklam
En doğru söz; Allah-u Teâlâ'nın kitabı ve en hayırlı yolu gösteren Rasulünün sünnetidir. En şerli şey; bidat olan şeydir. Her bidat dalalettir. Her dalalet ateştedir.
Sayfa 6 - takva
OTORİTE, İSLÂM ÜMMETİNE AİTTİR.
"Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve salahı ikame ederler. Onların işleri, aralarında şûra iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar." (Süra Suresi 38] Râşid halifelerin seçimi açıkça göstermiştir ki Müslümanlar görevlendirmedikçe hiç kimse halife olamaz. Nitekim onların her biri şer'î biat alarak
Sayfa 31 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Avrupalılar, dünyâyı tepsi gibi düz ve etrâfı duvarlarla çevrili zan ederken, müslimânlar, ilk olarak, dünyânın kürevî [yuvarlak] olduğunu ve döndüğünü buldular. Mûsul civârında, Sincar sahrâsında, Tûl dâireleri [meridyenin] uzunluğunu ölçdüler ve bugünkü rakamları elde etdiler. Bundan başka, müslimân Arablar, son derecede câhil ve müteassıb olan,
Sayfa 408 - Hakikat KitabeviKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.